Avusturyalı yönetmenler Severin Fiala ve Veronika Franz’ın filmi Goodnight Mommy / Ölümcül Oyun bu cuma vizyonda seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor. 2014 yapımı olan film ülkemizde bir hayli geç gösterime giriyor olsa da seyircinin ilgisini sonuna kadar hak eden korku-gerilim türünün başarılı bir örneği. Türkçe ismi Haneke’nin Funny Games filmiyle aynı olan Goodnight Mommy tipik Haneke sinemasıyla olan benzerliğiyle de dikkat çekiyor. Avrupa sinemasının savaş ve katliamlarla dolu tarihiyle, modernleşme ve bireyselleşme adı altında topluma insani ilişkilere yabancılaşma gibi temalarını senaryosuna ustalıkla yediren film sadece bir aile trajedisi değil modern zaman insanının içinde debelendiği varoluşsal bunalımların da alegorisi niteliğinde adeta.
Haneke'nin beyaz giyen çocukları gibi
Elias ve Lucas anneleriyle birlikte şehirden uzakta bir göl evinde yaşayan ikiz kardeşlerdir. Anneleri bir kaza geçirmiş ve sıkıntılı bir ameliyat sürecinden sonra yüzü sargılarla kapalı şekilde evinde inzivaya çekilmiştir. Tüm zamanlarını izole oldukları kalabalıktan uzakta birbirleriyle oyun oynayarak geçiren Elias ve Lucas yanı başlarında olmasına rağmen annelerinin ilgisinden mahrumdur. Filmin incelikle yazılmış senaryosu sayesinde çocukları ilgiden ve sevgiden mahrum bırakılmış kurbanlar olarak izleriz film boyunca. Annelerinin tuhaf davranışlarını travma sonrası davranış bozukluğu sendromu gibi algılarız. Çok güzel döşenmiş, pırıl pırıl, modern bir evde geçen olaylar çocukların “bu kadın bizim annemiz değil” serzenişlerinin başlamasıyla birlikte adeta filmin bir karakteri haline gelerek canlanır, beyaz duvarlar, pahalı mobilyalar, güneş gören pencereler kararıp şekil değiştirerek bir kedi-fare avının dekoru haline gelmeye başlar. Seyirciyi bir hayli zor durumda bırakacak finaline doğru adım adım ilerlerken dikkatli gözler için birçok ipucunu Hansel ve Gratel masalındaki ekmek kırıkları gibi ortalığa saçan yönetmen bir yandan da filmin her yönden rahatsız bu üçlüsü arasındaki gerilimi yüksek tutarak gizem perdesinin kapanmasına izin vermez.

Yüzüm olmadan var mıyım?
Yine 2014 yapımı başarılı bir korku filmi olan Babadook’la, tehdit ve korku unsurunun dışarıdan değil evin içinden, sevginin ve güvenin kalbi olan aileden gelmesi gibi bir bağı olan Goodnight Mommy, bu alışılmadık fikirle bile son derece rahatsız edici. Kutsal saydığımız tüm değerleri yerle bir eden, annelerin evlatlarına ya da çocukların kendilerine hayat veren annelerine olan sevgi ve bağlılığını tepetaklak etmek ortada hiç kan, ölüm, cinayet, görsel efekt olmasa da yeteri kadar rahatsız edici zaten. Filmin açılışındaki ikizlerin ormanda oynadığı sekansın annenin rahminden dışarı (belki de tam tersi?) yapılan yolculuğun metaforu olmasından tutun da evin içindeki ışık ve gölge oyunlarına, duvarda yürüyen böceklerle neredeyse korku sinemasının tüm örneklerine yapılan göndermeye, inzivaya çekildikleri evin günümüzde hepimizin yüzleşmek zorunda kaldığımız kaçışların ve kopuşların aynası olmasına kadar sayısız göndermeye ve sinematografik güzelliğe sahip film izlemesi, izledikten sonra yüzleşmesi zor olsa da kaçırılmayacak cinsten. Aile ve çocuk sahibi olmayı düşünenlere kararını sorgulatacak, hali hazırda çocuk sahibi olanlarınsa uykularını kaçıracak büyük ihtimalle. Siz siz olun ailenizden ilgi ve sevgiyi eksik etmeyin.
İyi seyirler.