Çizgi roman uyarlamaları, Marvel’ın süper kahramanların evrenlerini birleştirme, aynı maceraların, savaşların içine sokma ve ortak düşmanlara karşı bir araya getirme hamlesiyle birlikte başka bir boyuta taşındı. Batman Superman’e Karşı da DC Comics’in Marvel’ın bu hamlesine verdiği karşılık olarak görülebilir. Çizgi roman dünyasının en sevilen kahramanlarından olan Batman ve Superman’i aynı filmde buluşturmak ve hatta birbirlerine düşman kılmak gişe açısından düşünüldüğünde gayet akıllıca bir hareket. Zira aylardır film hakkında çıkan haberleri okuyor, fragmanları ilgiyle izliyor ve perdede karşılaşacaklarımız için meraklanıyorduk. Meraklarımız nihayet sona eriyor ve Batman Superman’e Karşı / Adaletin Şafağı bugün gösterime giriyor.
Şeytan mı, melek mi?
2013 yılında yönettiği Man of Steel / Çelik Adam’la yaptığı başlangıcı sürdürmek isteyen Zack Snyder, Batman Superman’e Karşı’da son derece karanlık bir atmosfer yaratmış ve hem aksiyona hem de psikolojik gerilime göz kırpmış denebilir. Snyder, Man of Steel’de Superman hakkında görüp öğrendiklerimizin bizim için yeterli olduğunu düşünmüş olacak ki filmin açılışından itibaren kamerasını Batman’e, onu Batman olmaya iten geçmişine, peşini bırakmayan hayaletlerine ve kâbuslarına çeviriyor. Göze çok hoş gelen estetik bir açılış sekansından sonra öğreniyoruz ki kendi şehirlerinde kendi kurallarına göre adaleti sağlamaya çalışan bu iki süper kahraman birbirlerinden pek hoşlanmıyor. Batman, yani Bruce Wayne, Superman’i sınırsız ve kontrolsüz gücüyle tanrıyı oynadığını düşündüğü ve tehlikeli bulduğu için sevmiyor. Superman’in gizli kimliği gazeteci Clark Kent ise Gotham’da adaleti kendisi dağıtmaya çalışan Batman’i hem avukat, hem savcı, hem de yargıç olmakla suçluyor. İkilimiz bu husumetle uğraşadursun Metropolis’in delilikle dâhilik arasında gezinen kötüsü Lex Luthor tüm gücünü Superman’i ortadan kaldıracak ve bu mücadelede Batman’i de onunla karşı karşıya getirecek büyük bir oyun hazırlamakla meşgul.

Wonder Woman gerçekten harika
Marvel evreninden alıştığımız mizah dolu yaklaşımın yanından bile geçmeyen son derece karanlık bir film var karşımızda. Karşınıza çıkacak yegâne şaka fragmanda zaten görmüş olduğunuz şaka olacak. Dark Knight serisine çok yaraşan bu karanlık 2.5 saat süren bu uzun filmde insanı boğabilecek boyutlara geliyor yer yer. Batman’in neden ve nasıl Batman haline geldiğini zaten gayet iyi bildiğimizi varsayarsak filmin bu noktaya çok fazla yüklenmiş olması yerinde bir tercihten ziyade sıkıcı bir tekrar haline gelmiş. Gotham ve Metropolis’in neden birbirlerine düşman kesildiğinin altı boş kalmış. Mutlak güce sahip olmak, tanrıyı oynamak ve böylesine bir gücün gün gelip kötülüğe yol açabileceği gibi felsefi açılımlar sağlam bir hikâyeyle temellendirilemediği için sakil durmuş. Holly Hunter tarafından canlandırılan senatör Finch de bu temelsizlik yüzünden olsa da olur olmasa da diyebileceğimiz bir karaktere dönüşmüş. Amy Adams iyi bir oyuncu olmasına rağmen Superman hikâyesinde çok önemli bir yeri olan bağımsız, güçlü, etkili Louis Lane değil de kırılgan, etkisiz, nerede neden durduğundan kendisi bile çok emin olmayan biri haline gelmiş. Lex Luthor’u canlandıran Jesse Eisenberg çok iyi bir aktör tartışmasız. Ancak Lex Luthor bu filmde öyle karikatür bir kötü olarak çıkıyor ki karşımıza oyunculuğunu değerlendirilirken boş ve abartılı bulunacak olması yüksek bir ihtimal. Man of Steel’de Superman olarak izlediğimiz için belki Henry Cavill göze çok batmıyor. Ben Affleck’in oyunculuğu da kötü değil aslında ama filmden önce o kadar çok tartışıldı ki bu konu yine de olumsuz yorumlarla karşılaşacağımız kesin. Rolü için vücudunu biraz fazlaca geliştirdiği her halinden belli olan Affleck kıvraklık bir yana hareket etmekte zorlanan, yeşil olmayan bir Hulk’a benzemiş adeta. Filmin en güzel parçalarından olan ve seriye önümüzdeki yıllarda Justice League’den devam edeceğimizin müjdecisi olan Wonder Woman ve kendisini canlandıran Gal Gadot’a sevgi ve selamlarımızı yolluyoruz.
Justice League'in habercisi
Sonuç olarak karşımızda teknik açıdan kusursuz, aksiyon dozuyla tatmin edici, oyunculukları çok kötü olmayan bir süper kahraman filmi var ve izlemeden geçmemek gerek elbette. Hayal kırıklığımız son yıllarda Dark Knight, Avengers, X Men gibi serilerle çizgi roman uyarlamalarının çıtası çok yükseldiği için olsa gerek diye düşünüyoruz. Zayıflığını yeni bir evrenin ve yeni bir serinin ilk halkası olmasına bağlayıp devamının daha iyi geleceğini umalım ve bekleyip görelim.
İyi seyirler.