Muhteşem Yüzyıl Kösem macerasında on altı hafta geride kaldı. Artık ilk sezonun sonuna doğru yavaş yavaş ilerliyoruz. RaniniTV'de şimdiye kadar dizi hakkında bol bol yazdık çizdik, bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. Ancak bu yazının konusu ne dizinin senaryosu, ne oyuncu performansları, ne de bölümleri yorumlarken üstünde durduğumuz diğer teknik detaylar. Bu yazıda belki de çoğu seyircinin gözünden kaçan eğlenceli bir Kösem geleneğinden bahsedeceğim. Gelenek dedim zira on altı bölüm içinde şimdiye kadar toplam yedi kere tekrarlandı bu durum, görünen o ki bundan sonra da tekrarlanmaya devam edecek.
Ünlü İtalyan yönetmen Sergio Leone'nin Clint Eastwood'u dünya sinemasına armağan ettiği, duayen film müzikleri bestecisi Ennio Morricone'yi de aynı şekilde dünya çapında meşhur ettiği efsanevi spaghetti western başyapıtı "Dolar Üçlemesi"ni bilmeyen yoktur sanıyorum. Clint Eastwood'un canlandırdığı "İsimsiz" kahramanımız üç film boyunca üç farklı hikayede Vahşi Batı'da maceradan maceraya atılır, bu maceralarında da kendisine serinin gediklisi olmuş aktörlerden bazıları tekrar tekrar eşlik ederler. "E üçlemeymiş zaten, devam filmleriymiş. Aynı oyuncular hepsinde oynar tabii, ne var ki bunda" diyecek olan, seriyi belki de henüz izlememiş olanlar da olabilir. Söyleyelim (çok büyük ve önemli bir spoiler değil zira), bu serinin esas oğlanı hep aynı kişidir ama serinin filmleri birbirinin devamı değildir. Her filmde "İsimsiz" kahramanın başka başka maceraları anlatılır. Eastwood dışındaki kimi aktörler devam filmlerinde de ekranda görünürler ancak başka başka rollerde. Leone, üçlemesindeki filmleri keyifli bir tercihle bu şekilde bir üçleme haline getirmiştir.
Bunları neden yazdım peki? Muhteşem Yüzyıl yayınlandığı dört sene boyunca sadece başrollerdeki oyuncularının muazzam performanslarıyla değil, zaman zaman diziye konuk oyuncu olarak gelip giden ünlü oyuncuları sayesinde seyirciye yaptığı sürprizlerle de adından bol bol bahsettirmiş bir diziydi. İlker Aksum'dan tutun Ali Uyandıran'a, Binnur Kaya'dan tutun Hümeyra'ya, Şevval Sam'dan tutun Suzan Kardeş'e pek çok irili ufaklı ünlü isim arada sırada birer ikişer bölümlük konuk oyuncular olarak diziye gelip, cameo olarak görünüp gittiler. Bu sayede dizi, bünyesinde bulundurduğu yüksek profilli oyuncularla iyiden iyiye bir sektörel gövde gösterisine dönüştü. Kösem'de şimdiye kadar seyrettiğimiz ilk ve tek konuk oyuncu performansı Meral Çetinkaya'nın canlandırdığı büyücü hatun rolüyle oldu. Devamının gelip gelmeyeceğini göreceğiz.
Kösem'in gelenekselleştirdiği şey ise - şimdilik - daha başka. Tıpkı Leone'nin Dolar Üçlemesi'nde olduğu gibi, ilk dizide yardımcı oyuncu olarak rol almış, daha çok simalarıyla hatırladığımız bazı oyuncular, Kösem'de irili ufaklı farklı rollerde tekrar karşımıza çıkıyorlar. Bu sayede Kösem basit bir devam dizisi olmaktan çıkarak ilk Muhteşem Yüzyıl'la birlikte bir anlamda "seri" haline gelmiş oluyor. İki dizi yardımcı oyuncuları aracılığıyla birbirleriyle paslaşıyorlar. Ekran karşısındaki dikkatli seyircilerin gözünden kaçmayan bu "oyun" senaryosundan, hikayesinden, rejisinden bağımsız bir şekilde Kösem'i oldukça keyifli hale getiriyor. Bir nevi "acaba bu bölümde Aşk-ı Derûn'dan birileri ekranda görünecek mi?" diye loto-toto oynarcasına tahminlerde bulunmak, yardımcı oyunculara normalde olduğundan daha dikkatli bakmak gibi bir hobi bile geliştirebilirsiniz.
Gelin isterseniz 1. bölümden 16. bölüme kadar ilk Muhteşem Yüzyıl'dan hangi yardımcı oyuncular Kösem'de tekrar karşımıza çıkarak arz-ı endam etmişler, TIMS Productions hangi isimleri unutmadığını göstererek onlara vefa borcunu ödemiş, bir bakalım.