Kiralık Aşk: Ne inkar ne itiraf bu yalnızca sitem...

Hello, ben Junior Nöro.
Peki Sude’ye ne demeli? Bu kızın içine ne kaçtı yahu? Ya sen daha birkaç bölüm önce gece yarısı Defne’nin kapısına dayanıp özür dilemedin mi? Bizim safoz da affetti orası ayrı. Allah’ım tepemden sinir geliyor vallahi! O sinir bozucu gülümsemeni de al, çek git bebeğim buralardan! Defne Hanım’a da ders oldu. Ömer Bey’in haklı çıktığı bir konu daha… Sude’nin kafadan kontak olduğunu bir zahmet kaç yıllık kuzeni olan Ömer bilsindi zaten. Sude resmen junior Neriman. Bu aleme bir Neriman yetiyor da artıyor bile.

Nöro sadece sinir bozuyor. Hayır, madem sen amacına ulaştın köşkü kaptın. BİR RAHAT VER ARTIK BU ÂŞIKLARA BE KADIN! Necmi’yi de al tatile çık. Necmi demişken… Bu adama ne oldu? Nerede hani? Ömer İplikçi kayıp diye mesaj atan Defne gibi ağaç gövdelerine ‘’Necmoş Bey’i kaybettik. Görenlerin çok acil bana ulaşmaları rica olunur. Zira konuşmamız gereken ‘oyun’lar var.’’ Yazılı kağıtlar asasım geldi. Zaten Necmi’yi başından beri çözemedim. Başta "Dünya yansa bir kalbur samanı yanmaz.’’ dediğimiz insanlardandı kendisi. Sonra bir anda bir aydınlanma yaşadı, nirvanaya ulaştı. Ömer’e amca, Sinan’a dost, Defneye dertdaş, sırdaş oldu. Şimdi de rölantiye alınmış araba gibi ööyle gidiyor. Artık vitesi mi yükseltse, gaza mı bassa acaba? Hani Ömer’in de dediği gibi zaman mı atlasak?

Ömer Bey "kız arkadaşım’’ mı dedi yoksa benim zavallı kulaklarım gaipten sesler mi duymaya başladı? Yahu geçen hafta kızı süründürdün bir "özledim’’ lafı için. Bu ne dengesizlik Sayın İplikçi! Bu değişim hızına ben yetişemiyorum. Hatta bölüm sonundaki tavrınızı da göz önünde bulundurursak bu gelgitlerinize anlam veremiyorum. Tamam, olaya senin tarafından bakınca muamma topu var karşında. Bu kız niye gelmiyor, kalmıyor? Sonra en son patlak veren Tranba’nın Defne’nin patronu olması durumu… Ama yine de içimden bir ses hep "Olmuyor Ömer İplikçi. Bu hal, bu tavırlar sana yakışmıyor.’’ diyor. Beni haksız bulabilirsiniz. Herkesin düşüncesine saygım sonsuzdur. Ama sizce de Ömer’in duyduğu en küçük şeyde yıkılan güven köprüsü kabak tadı vermeye başlamadı mı?

Tamam bu kız seni dağ evinde bıraktı, gitti. Açıklama yapmadan hem de… Ama sen de sonrasında dinlemedin. Ve de sadece safi inat oluşundan… Bu kız senden sır da saklıyor, sana yalan da söylemiş buna da tamam. Haklısın. Ama Tranba gibi bir adamla burnunun dibinde aylarca çalışacak kadar da değil bu kız. Şimdi "Ama Defne zamanında Tranba’ya çizimlerini de satmıştı. O ne olacak?’’ diyenleriniz olabilir. Şöyle düşünelim madem. Daha da iyi ya! Bu kız tüm olanlara rağmen dersini almayıp da yine Tranba’yla iş mi yapacak yani? Bu kadar mı ‘aşağıda’ buluyor bu adam Defne’yi. Yahu Sinan kadar olamadı. Haberi yoktur, diyemedi. Neyse yine de çok yüklenmek istemiyorum Ömer’e. Ne de olsa son sahnede yüzü asık olsa da tek kelime duymadık henüz ağzından. Belki de Ömer İplikçi’nin genel asık suratlı ruh durumudur, diyerek içimi rahatlatmaya çalışıyorum a dostlar! Bana bunu çok görmeyin. ^^ 


Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER