Nazlı'nın eline erkek eli değmemişken hayatına Savaş dahil oldu ilişki yaşadılar, birbirlerine atarlandılar, motor tepelerinde kaçmaya çalıştılar, Melisa ortaya çıktı (Zaten neden çıktığına hala anlam veremiyorum. Kayıp senaryosunu çok çok beğenmiştim. Gizem hikayeyi diri tutuyordu.) tekrar ayrıldılar ve hoop şimdi karşımızda Yiğit. Yiğit çok enerjik, sinerjik, tatlış mı tatlış yakışıklı bir arkadaşımız. Amaaa... Nazlı'ya yürümesinden sonra karışıyor her şey ne yazık ki. Savaş'ın ayrılık isteme nedeni elbette ki çok normal ve olumlu karşılıyorum ama madem ayrıldın, neden kızın peşinde dolanıyorsun zat-ı muhterem? Böyle Nazlı'ya daha büyük zarar veriyor. Kızın psikolojisi alt üst oldu. Aşka düşmandı, şimdi aşka olan saygısı dahi kalmadı.
Şimdi de tekrar Melisa'ya dönüş yapıyorum. Biz Melisa'yı melek gibi biri olarak tanıdık. Kayıp hikayesinin taa en başlarında, birinci bölüm kurgusunda. Savaş melek gibi kızı öldürmüş diye kızdığımız oldu çoğu zaman. Ne oldu da o kız şeytana dönüştü? Yahu Savaş'tan Melisa'nın hesabını soranlardan teki bile kızcağızın (!) yanında yok, şimdi Savaş vicdan muharebesine kurban gidiyor. Senaryoyu bu noktada çok çok eksik buluyorum. Mümkünse şu kızın hikayesini tekrar Hulk kılıklı Haluk ile birleştirin de, elini ayağını çekiversin Savaş'tan. Mersi!
Yazı devam ediyor..