Türk dizi
sektörü, ortadoğu ve balkanların rüya ve hikaye üretim merkezi haline geldi. Her
sezon görücüye çıkacak onlarca diziye yeni senaryolar yaratmak için uyarlama
dahil her türlü malzeme değerlendiriliyor ama batıda çokça kullanılan seri
katil teması hiçbir yapımcımızın aklına bile gelmiyor. Gerçi bundan önce batı
tv'lerinin popüler kötülük ve cinayet öykülerini türkiye pazarına uyarlama
teşebbüsleri oldu.
Karakterlerinin ahlaki kaygı ve ayrımlardan azade olmasıyla
tv dilinde çığır açan The Sopranos gibi ağır "amoral" bir hikaye nedense
komedi dizisi olarak uyarlandı. Neyse ki seyircimiz sağduyusunu gösterdi,
uyarlamayı pek gülünç bulmadı da sadece iki bölüm sonra bitirildi. Gene batıda
çok tutulan Forbyrdelsen dizisi Cinayet adıyla uyarlandı. The Sopranos
uyarlamasından daha başarılı oldu, sekiz bölüm çekilebildi (Aynı şirket
Bron/Broen'u da uyarlamak istemiş ama Allah'tan yapımcısı izin vermemiş).
Belli
ki Türk seyircisi karmaşık cinayet ve kötülük öykülerini hazmedemiyor: TV
hikayelerine bağlanmada kırmızı çizgisi iyi ve kötünün net hatta karikatürize
çizgilerle birbirinden ayrılması. Türklerin bu bilinçli / tercihli naiflik hali
her türlü sistemli-programlı kötülük kurgusunu havada bırakıyor. Ayrıca her ay onlarca
işçinin iş kazalarında öldüğü bir ülkede kurgulanmış trajedilere ne lüzum var.
Hem ülkemizde seri katil yetişmiyor ki hikayesi olsun. Peki gerçekten böyle mi?