Sinemayla az çok ilişiğiniz varsa şayet şu sıralar gittiğiniz sinemanın duvarlarında, internette herhangi bir sitenin yakında kısmında veya Twitter’da takip ettiğiniz herhangi bir sinema sayfasında Deadpool’a mutlaka rastlamışsınızdır. Pekala, kim bu Deadpool? Kendisi Marvel’in en ünlü çizgi roman kahramanlarından birisi. Bu ünü tabii çizgi romanlarda kalmadı ve beyaz perdede yer buldu. Kendisine süper kötü demeye dilim varmıyor ama süper kahraman da diyemiyorum. Süper kahramanlar mecbur kalmadıkça adam öldürmez hatta bazen mecbur kalsalar dahi bunu yapmazlar. Deadpool’da ise durum çok daha farklı. Bu şartlar altında Deadpool çizgi roman dünyasında "Anti-Hero" dediğimiz kalıba giriyor. Yani kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bir kahraman... Dayak mı yediniz? Haksızlığa mı uğradınız? Birinin tipini mi beğenmediniz? Eğer parada anlaşırsanız, hasmınız kadın veya çocuk değilse o halleder. Yalnız pencereleri açık unutmayın! Anlaşmada herhangi bir katakulli vuku bulursa vay halinize...
Dönemler değişirken bazı kahramanlar izci karıncalar gibi dünya yeni bir Rönesans’a hazır mı diye anlamak için öne atılırlar. Karanlık ve absürt komedi çağının yükselişini müjdeleyen Deadpool, bu hususta en iyi örneklerden biri...Deadpool şu ana kadar geçmişi belli olmamış, saklı tutulmuş bir karakter. Filmde yine böyle mi olur yoksa bir geçmiş uydururlar mı en ufak bir fikrim yok. Annesinin kansere yenik düştüğünü, babasının ise bir arkadaşı tarafından öldürüldüğüne dair bazı kaynaklarda he ne kadar yazılar olsa da doğruluğundan hiç kimse emin değil.
İşin doğrusunu isterseniz Deadpool aslında parodi olarak yaratılan bir karakter. Marvel’in çizgi roman dünyasında en büyük rakibi olan DC’nin yarattığı Deathstroke’nun bir parodisi... Deadpool’u tasarlayan Rob Liefeld, tam bir Teen Titans hayranı bundan dolayıdır ki yazar Fabian Nicieza, Kızıl Deathstroke’yi karşısında görünce esinlenmekten öte bir şeylerin işin içinde olduğunu anlamış kolları sıvayıp aslında pek umut beslemedikleri karakterlerini Spiderman ve Wolverine ile harmanlayıp piyasaya sürmüşler. Filmde de kullanacaklarına neredeyse eminim ki çizgi romanda kendisine sayılı karaktere verilen dördüncü duvarı yıkma yetisi verilmiştir yani okuyucuyla konuşabiliyordur. Filmde de bunu seyirciyle konuşturarak yapacaklar fikrimce.
Nasıl havalı ama?
Asıl soru şu ki neden parodi olarak yaratılan yedinci göbekten yan karakter, kırmızı-siyah kıyafetli arkadaşımız bu denli salladı ortalığı? Cevap çok basit; dünya üzerinde dolaşan hastalıklı yapaylık virüsleri ölüyor. Martıya atılan simit parçası kadar samimiyete muhtaç insanlık, gerçeklere ucundan bucağından ulaşan her sicim parçasına sıkı sıkı tutunup derin bir yalnızlık içinde yukarıya çıkmaya çalışıyor. Kimse kendini kandırmasın! Joker’i Batman’dan Harley’i Catwoman’dan daha çok seviyoruz! Düzen sinirimizi bozuyor! Hiç tuvalete gitmiyor gibi davranan, efendi ve idealist takılan adamları kesip biçmek istiyoruz! Kandırılmaktan nefret ediyoruz! İşte bu noktada imdadımıza annesini kanser, babasını bar kavgası almış, ordunun disiplinine ayak uyduramamış, iyiliği kötülüğü pek kafasına takmayan, geveze kahraman Deadpool yetişiyor.
Her silahı kullanabilen bir yakın dövüş ustası olmakla birlikte, hedefi şaşırdığı pek görülmemiş keskin nişancılardan. Eski asker olması bir yana karatede kara kuşak olduğunuzu farz etsek bile Ninja eğitimi almış. Işınlanma yeteneğini kullanarak, evet ışınlanıyor da, oradan oraya zıplayan, kasları son derece güçlü ve birkaç sağlam darbe oturtup orasını burasını kırdığınızda bile en kısa sürede hiçbir şey olmamış gibi kendi kendine iyileşen bir arkadaşımız kendisi. Tabii durmadan laf sokan sivri dilini söz konusu dahi etmedim ki bence en tehlikeli silahı. Peter Pan ile de uzaktan yakından akrabalığı yok. Az önce ima etmeme rağmen tam olarak bahsetmesem de kendisinin Wolverine’de de olduğu gibi iyileşme yeteneği var. Ayrıca üstüne üstlük bir de Thanos tarafından ölümsüzlükle lanetlenmiş durumda. Ne yaparsanız yapın ölmüyor yani.
Yukarıda kendisine ‘‘arkadaşımız’’ dememin en büyük sebebi egzersizi unutmuş, göbek bırakmış zihinlerimize iplere tırmanmak için ilham vermesi. Dostu, düşmanı ya da bazen her ikisi de olan, birlikte yer aldığı hikayelerdeki kader ortaklarını her şeyin bir yalan olduğuna ikna etmeye çalışan bu arkadaş, toplumsal platformda gün yüzü göstermediğimiz içimizde “kral çıplak!” diye bas bas bağıran çocuğu hatırlatmıyor mu? En çok güldürenler en dertlilerdir derler ya - biraz arabesk oldu, farkındayım - Deadpool da sürekli olayları geyiğe vurma alaycılığıyla geziniyor ortalıklarda. Deadpool’u Deadpool yapan da aslında mizah yeteneği yani.
Resim yeteneği de bir harikadır
Ölüp canlandığından olsa gerek ki hem zırdeli hem şizofren. Kafasında onu yansıtan iki kişiliği daha var. Bu yüzden çizgi romanlarda onun düşünce kutuları iki türdendir. Derisi kanser hücrelerini yeniler ve öldürür bu yüzden derisi çok çirkindir bu nedenle asla kostümünü ve maskesini çıkarmaz. Görsel hafızası çok iyidir, kolayca unutmaz. Deli olmasının yanında çok iyi plan yapar. Planları herkese çok saçma gözükür ama en sonunda bütün planları tutar. Deli olması, ölümsüz olması gibi şeyler bir yana kendisi bir dâhidir yani!
Filmi sinemada izlemekte kararsız kaldıysanız ben size cevabını vereyim. Absürtlükten rahatsız olmuyorsan ve sinemaya gittiğinizde ciddi bir süper kahraman filmi izleme peşinde de değilsen Deadpool’u sinemada izle arkadaşım! Sırf gülmek için bile izlenilebilecek bir film çünkü.