Kösem 'Sultan' oldu mu?

Kösem 'Sultan' oldu mu?
Muhteşem Yüzyıl Kösem seyircisinin şu sıralar diline pelesenk gibi yapışıp düşmeyen en önemli soru(n)larından biri Kösem Sultan’ın yükseliş hikayesi. 11 bölümlük serüveni boyunca, şimdilerde gebe kalıp 12. bölümde ilk şehzadesi Mehmed’i doğuran Kösem’in izleyici nazarında gelen “erken sultanlığı” birçok tartışmaya, soruya ve anlamsızlığa yol açmış durumda. Peki, nedir işin aslı? Şimdi Kösem’in gelişim evrelerine bir göz atıp, dizide bize verilen malzemelere iyice bakmak ve Kösem’in “sultan” ünvanını halk konseyince onaylamak icap eder.

Muhteşem Yüzyıl Kösem, yayın hayatına başladığı ilk günden beri, hatta belki daha da öncesinde hem kendi ülkesinde, hem de dünyadaki onlarca ülkede reyting rekorları kırıp büyük başarılara imza atan Muhteşem Yüzyıl ile sık sık karşılaştırıldı, karşılaştırılmaya devam ediliyor. Elbette yapım tarafından da "devam dizisi"olarak lanse edilip tanıtımını bu şekilde yapan dizinin kendinden önceki örneğiyle karşılaştırılması çok doğal. Ancak bence seyircinin temelde yaptığı en büyük hata Muhteşem Yüzyıl Kösem’i izlerken toprağa Muhteşem Yüzyıl’ın tohumlarını ekmesi. Bu hatanın doğurduğu en büyük sorunlardan biri de şu an birçok kişinin anlamsız bulduğu yükseliş hikayesinin özünde yatıyor.

Geçenlerde Muhteşem Yüzyıl’ı izlememiş ama sıkı bir Muhteşem Yüzyıl Kösem izleyicisi olan arkadaşım, “Neden Kösem’in sultanlığını kabul etmiyorlar? ‘Çok saçma’, ‘Hemen de sultan oldu’, ‘O tacı takması mantıksız’ gibi yorumlar gördüm.” diye mesaj atıp, sebebini sordu. Bir şekilde durumu izah ettim ancak sonra da kendime bu hızlı yükseliş hikayesini Muhteşem Yüzyıl izlememiş biri "mantıklı" bulurken, Muhteşem Yüzyıl izlemiş bir seyirci neden "mantıksız" buluyor, sorusunu sorarken buldum. Cevabını da verdim.
                
Her ne kadar devam niteliğinde bir dizi olsa da Kösem, Muhteşem Yüzyıl’dan ayrı, bambaşka bir hikaye. Seyircinin Kösem’in yükseliş hikayesini izlerken, taşları Hürrem’i temel alarak oturtuyor olması, Ahmed ve Kanuni’yi aynı dönem içine yerleştirip karşılaştırması gibi kıyaslar yapması seyir zevkini kaçırtıyor ve böyle soruların oluşmasına sebep oluyor. Beş sene evvel Hürrem Sultan izlemiş, onun yükseliş hikayesine şahit olmuş bir izleyici, aynı basamakları, aynı noktaları ve dahi aynı dönemeçleri Kösem’de de görmek istiyor ama, görünce de "senaryoyu kopyala yapıştır yapmış” ithamında bulunuyor. Kösem’i, kağıdın arkasına Muhteşem Yüzyıl’ı da yerleştirip izleyen seyircilerin oluşturdukları bu bütün, dizi içinde Kösem'in hikayesinin temelini oluşturan mantıklı açıklamaları görmelerini engelliyor.
                 
Tarihte bizzat yaşamış Telli Haseki’nin, daha çocuğu dahi olmadan Sultan İbrahim tarafından nikahlanıp el üstünde tutulduğu, her dediği yerine getirilen, kaidelere ve kurallara göre asla sahip olmaması gereken yaşam standartları olan, hatta Kösem Sultan’ın kızlarını, padişahtan “onay” alarak kendisine hususi hizmetçi yaptıran bir sultan olduğunu biliyoruz. Elbette izleyici bunu “bilsin” diye bir şart koşulamaz. Ancak seyircinin hala bir dizi izlediğini bilmeden, Kösem’in yükselişini gerek “tarihi” gerek “Muhteşem Yüzyıl"a göre aykırı bularak göz önüne alması ne yazık ki gariptir. Bu yükselişin, diziye uyarlanan hikayesinin temeli sağlam olduğu sürece ne tarihi açıdan, ne de Muhteşem Yüzyıl’ın Hürrem Sultan’ının hikayesine ters düşmesi bakımından bir karşılaştırma söz konusu olamaz.
                

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER