Poyraz Karayelciler olarak 42. buluşmada, buluşma yerimiz
olan ekran başındaydık. ”Evlenme tekli edilecekse onu da en iyi biz ederiz,
ayaklarınızı yerden de keseriz” diyen ve bunu mecaz değil gerçek anlamda
yapıp, Ayşegül’ü bayıltan, Poyraz
Karayelciye yürek hoplatan, Poyraz Karayel’in o meşhur evlilik teklifi sahnesi
ve “Dur gitme” demeyerek şahsına münhasır, ^gitme^ yerine ^anla^ diyen Bahri
Baba'nın şiir sahnesinden başladık bölüme.
Oradan sonra Despina’yı görmemek beni kuşkulandırmıştı.
Zaten gitmeyecekti Bahri Baba'dan bir söz beklemişti. Öyle bir adamın alenen
gitme demeyeceğini bilmesi gerekirdi aslında. Neyse, o sözler Despina yola
çıkarken tek tek mısra olup kafiyeleşip Baba'nın ağzından değil, kaleminden
çıkmıştı. Bunu okuyan kadın muhakkak vazgeçmiştir diye düşünmüştüm. Peki, nerde
bu kadın diye sordum ta ki Adil Topal “Yaşlı kurt.. Düşmanın varsa
sevmeyeceksin” diyene kadar. Küfür edemediğim için "Hah! Bu herif
Despina’yı kaçırdı." dedim.
Karnımda bir nükleer bomba
değil senin çocuğunu taşıdığım için evet tabii ki Poyraz
Sondan başladık ama hadi flashback yapıp başa dönelim.
Ayşegül tabii ki Poyraz’a evet dedi. İsa’nın "sevenler kavuşsun artık" isyanına
katılıyoruz. Bir de mutlu olsalar… "Mutluluktan aklını çıldıracaksın" diyen
Poyraz, size mutluluk dokunuyor. Gelelim annesinin de doldurmasıyla isyanlarda
olan Sinan’a “sevmiyorlar be merkez” deyişine bayıldım. Aynen sevmiyorlar be
merkez! Ayrıca mutlu da oldurmuyorlar. Baba-oğul sahneleri ayrıca bir efsane.
Yere çöp atmayalım mesajımızı verdik atanlar üstüne alısın lütfen. Poyrazcım
Karayelcim sen bu Aslı ve Salih’e Ayşegül’ü korumaları gerektiğini söylüyorsun
da kimden onu söylemiyorsun, onlar Adil’i görseler oturdukları yerden kalkıp
yer verirler. Ayrıca o doktorun odası nasıl karışır danışma yok mu orda hemşire
falan sora sora Bağdat bulunur siz Kemal doktoru bulamıyorsunuz neyse ki
Ayşegül akıllı olduğu kadar dikkatli çıktı. Evet, atlatacaksınız da sizi baya
bi maratona sokacak bu Adil Topal.
Bırak turşuyu, tuzluk olucam be Merkez!
Bahri Baba’nın önce, ne aceleniz var, deyip torunu duyunca
jet hızıyla bu fikirden vazgeçme sahnesi hem sizi hem bizi mutlu etti.
Poyraz’ın dolaylı yoldan cümleyi inşallah kız olur da dayıya çekmez demeye
getirmesi Sado’yu kırdı bence. Poyrazcım Sado mutluluktan yerde olmadığı için
bir şey demedi ama dikkatli ol. Ah Adil
Topal sadece oğlunla Bahri değil, Sado da senin yüzünden mutlu olamıyor. Bir
türlü boşanamadı.
Bahri Baba’dan izin çıktı da Adil’i ne çabuk unuttunuz? Siz
unuttunuz ama o kendini İsmail Karayel’in kafasını göndererek hatırlattı. Orada
takıldığım bir ayrıntı, izleyici olarak o kanın sızdığını gördüysem, sen
Ümran nasıl fark etmezsin ya sen Sema nasıl "kir" dersin? Neyse oradaki ana nokta
İsmail Karayel’in ölümü. Güle Güle Özkan Uğur gerçekten renk katmıştın diziye.
"Bizi bu sarılmalar temaslar mahvetti" demişti ya Zülfikar, işte bize de Meltem-Poyraz sarılması, o flasbackle gelen anılar ve Özkan Uğur’un sesi çok dokundu.