Bilardo sahneleri çok iyiydi. Bana hem yukarıda bahsettiğim sıcak aile dizisi gibi hissettirdi; hem de Ömer'in Defne'den yardım isteyen bakışları, Defne'nin dayanamayıp bilardonun inceliklerini Ömer'e öğretmesi, öğretirken ortaya çıkan kıvılcım ile bir ara yandı o bilardo masası dedim :) Sahnenin sonundaki Nihan ve Defne halayı ise çok eğlenceliydi.
Hulusi Bey'in duruma el koymasını bekliyordum. Defne'nin onunla özel olarak konuşmak istemesiyle de pek yakında koyacağını hissediyorum. Hatta olaya Sadri Usta bile dâhil olabilir -ki kendisini çok özledik. Gelsin artık lütfen!
Neriman ve Koray bu bölüm yine çok eğlenceliydi ve yine her şey dozundaydı. Bu iki karakter dozunda kullanıldığında diziye renk katıyorlar. Her ne kadar yine planları başarıya ulaşamasa da aslında çok büyük iş başarıyorlar. Bunu birazdan açıklayacağım.
Necmi Bey'e ayrı bir bölüm açmam lazım. Öncelikle Levent Ülgen harikaydı. Oyunculuğu gerçekten bu bölüm zirveye çıktı. Asansörün önünde Defne ile konuştuğu sahneye ve Hulusi Bey'le konuştuğu sahneye eridim. Olması gerektiği gibi duruma el koydu. O konuşurken kendi babam gözümün önüne geldi. Böyle bir durumda kalsa aynen Necmi gibi davranırdı. Duyguyu bize çok güzel geçirdi. Gelecek bölümlerde ondan çok şey bekliyorum. Her anlamda:)
Gelelim doğruluk mu cesaret mi oyununa... Yukarıda dedim ya aslında Neriman ve Koray çok büyük iş başardılar. Asıl amaçları bu olmasa da onlar sayesinde Ömer ve Defne hiç konuşmadıkları kadar konuştular. Hem de en derinlere inerek... Derinlere indikçe birbirlerini daha iyi tanıyorlar, anlıyorlar ve bence daha çok seviyorlar. Ha, bu bir şeyi değiştirir mi? Değiştirdi bile aslında. Ne kadar değiştirdiğini ilerleyen bölümlerde hep beraber göreceğiz. İkisi de birbirine deli gibi âşık... İkisi de birbirine kırgın... İkisi de birbirine kızgın... Eteklerdeki bütün taşlar yavaş yavaş dökülüyor. Defne için engel Ömer; Ömer için engel ise Defne. O taşlar ne kadar çok dökülürse, ne kadar çok soru cevaplanırsa engeller de o kadar kolay kalkacak. O zaman let the vuslat begin^^
Bu bölümün satır araları neydi diye sorarsanız... Geçtiğimiz bölümdekilere ilave olarak düşünelim. Defne'nin Hulusi Bey ile özel konuşmak istemesi., son sahnede Ömer'in "Bulacağım." demesi, son olarak da Hulusi Bey'in "Düğün yakın." demesi derim ben :)
Şimdi yazımın girişinde bahsettiğim "Şiştik biz." kısmına gelelim. Böyle söylüyorum, ama aslında göz önünde bulundurmamız gereken çok özel bir durum var. Dizimizin esas oğlanı rahatsız… Dolayısıyla, planlanan pek çok şey hayata geçirilemedi. İlk defa fragman yayınlanmadı mesela. Çünkü çekimlere ara verildi. Büyük özveri ile çalışan bir ekip var. Bu yüzden, hiç hesapta olmayan bir durum karşısında ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını düşünüyorum. Önümüzdeki 1-2 bölüm de onlar için zor olacak, ama ben ekibe o kadar inanıyor ve güveniyorum ki mutlaka bir çözüm bulacaklardır.
Bu sefer biraz uzattım galiba. Halbuki bölüm bittiğinde "Ne yazacağım ben?" diye kara kara düşünüyordum.
Son sözü yine Edip Cansever'in Gül Kokuyorsun şiirinden bir alıntıyla bağlayalım.
Öyleyse dostlar bırakın bu yalnızlıkları
Bu umutsuzlukları bırakın kardeşler
Göreceksiniz nasıl
Güller güller güller dolusu
Nasıl gül kokacağız birlikte
Amansız, acımasız kokacağız
Dayanılmaz kokacağız nefes nefese.
Emeği geçen herkesin eline, yüreğine sağlık efendim.