Kiralık Aşk: Böyle olmalı aşk..

Bölümde bazen Defne’yi çok buldum. Ömer’le kafedeyken çizimleri hakkında fikir almak istemesi sonra bağırıp çağırıp gitmesi…Ömer’e karşı çok atarlı. Tamam, Ömer tarafından takdir edilmek istiyor ama bazı halleri çok şımarıkça ve tripli geliyor bana. Yasemin Defne’nin bu işte yeni olduğunu, o yüzden hevesinin kırılmasını istemediğini söylemişti. Ömer de "Kimseye müsamaha gösteremeyiz." demişti. Ömer konu Defne bile olsa iş konusunda gayet gerçekçi, biraz da sert. Ben de Defne’ye gaz vererek değil de tatlı tatlı, sakin sakin anlatılmasını istiyorum. Ayakları yere sağlam bassın, kendini tanısın, kadınlığını keşfetsin ve daha güzel kadın ayakkabıları çizsin. Tabii, bunlar zaman alacak. Ömer’in dediği gibi korkak, cesaretsiz Defne. Bunu hem çizimleri için hem Defne için söyledi tabii. Arada bir beliren o kadın Defne’yi ortaya çıkarmak istiyor Ömer. Korkmasın, geri adım atmasın ama Defne bunları anlamadı; çekti, gitti yine trip atarak. Ömer de fark etmeli, demek istedikleri Defne’ye hep geçmiyor. Biraz daha açık olmalı ve onun duygu ve beklentilerini hesaba katmalı.

Defne bu hallerinin sebebini, aşık olması olarak açıkladı ama ben duygusal, naif Defne’yi görmeyi daha çok seviyorum. İş yerindekilere tavırları, hep agresif halleri, atarlı cevapları, Ömer’e ani çıkışları, yüksek sesle konuşması yoruyor. Biz ilk bölümlerdeki o telaşlı, heyecanlı ama tatlı hallerini çok sevmiştik; şimdi ise hep atarlı, bilmiş ve hırslı. Mesela Kuşadası’na gittiklerinde de Defne, Ömer’i Yasemin’den kıskanmış, trip atmış ve bunu tavırlarıyla da belli etmişti. O kadar doğal ve sevimliydi ki o halleri, hatta ben onun o hallerini görüp diziyi izlemeye devam etmiştim. Şimdi bu hallerini pek sevmiyorum, bu yönlerini biraz törpülemesi lazım. Biliyoruz; oyun var, üzerindeki yük çok ağır ve kendini ispat etmek de istiyor ama bir durup düşünmesi lazım -ki hiç yapmıyor- Bu kadar koşmasına, acele etmesine gerek yok. Zamanla olacak her şey. Koşacağına, basit çözüm yolları bulmaya çalışmalı. Eski aşık Defne’yi de biliyoruz. Defne’yi Defne yapan şeyler bunlar değil. Kendisi de sevmiyor bu hallerini zaten. Güzel seven, sevdiği için üzülen, gerekirse herkese karşı koruyan, (onun için Sude’ye ders veren Ömer’e karşı , Sude’yi savunmayan) arada anneanneden alıntılarla güzel sözler söyleyen, sevdiğini kıskanan -tatlı bir şekilde ama asla şımarık değil- o duygusal, naif Defne’yi istiyorum ben sayın seyirciler.. Neyse ki bu bölümde golf oynamadan önce aşık oldum ve "Aşk insanın miladıymış." derken ve sonda ağlarken, "Ben de bu halimi sevmiyorum." derken benim sevdiğim Defne’ydi. Defne’yi belki çok yerdim ama hatalar yapmasına rağmen ve hala koca bir yalanı sırtında taşırken Ömer’e hesap sorması, suçlaması beni şaşırtıyor. Ömer bankta para mevzusunu sorduğunda o ayrı mevzu diyen Defne’ye "Öyle ayrı mevzularımız mı var? Bu karşındakini nereye koyduğunu gösterir." demişti. Defne Ömer’i nereye koyduğunu yani ona neler hissettirdiğini, sevgisini nasıl sorguladığını hiç fark etmiyor ya da düşünmüyor. Evet, Ömer belki ön yargıyla anlat, inandır beni demişti ama geçmişi Ömer’e böyle olmayı öğretmişti ve bilmedikleri yüzünden de eli kolu bağlıydı.

Neyse, Ömer Defne’nin bu hallerine gülerek, severek bakıyor. O sevmiş almış yüreğine ama onun da artık bu hallerden, gelgitlerden yorulduğunu gördük.Yine ahh Defne diyorum... Oyun olduğu sürece hep böyle olacaksın. Gerçek Defne’yi ve Ömer’i yani DEFÖM'ü oyun bittiğinde göreceğiz çünkü şimdi Defne 1 ileri 5 geri. O ileri atılan adımlar da hep gazla atılan adımlar. Buldum! Defne’nin bence 4/3 ü gaz yani gazla çalışıyor :) İz de itici gücü. Gaz olmadan da çalışan ama sonra vitesi de geri almayacak bir Defne istiyoruz. O Defne buraya gelecek ! :)




 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER