Kocamın
Ailesi-Ayfer
Akay
Ekranda dönen bir fragman… Billboardlarda yer alan
reklamlar… Veee dizinin çekim gücü… Kalabalık aile, bol sohbet.. Kardeşler, kuzenler, amcalar,
büyükler… Belki de özlemim vardı. Dizinin beni içine çekmesi akrabalardan uzak
diyarlarda büyümekten de olabilirdi. Belki de günü güzeldi, karşısında yılların
vazgeçilmezi Vadi gibi güçlü yapım vardı ve karşısında keyifli meydan okuma… Ta
ki ikinci sezon başlangıcının ötelenmesine kadar…
Evdeki ailem ile televizyondaki ailemi izliyordum.
Gittikçe içlerinde olduğumu hissettim. Minik Pelin (Beren Gökyıldız) büyüklere
taş çıkartırken “Sen nerelerdeydin be afacan?” dedim. Bilmişliğini,
sevimliliğini nasıl sevdiğimi anlatmam en az bir gün sürer. Ustaları izlemek
ise ayrı huzurdu. Mukadder Ar (Ayşenil Şamlıoğlu) bir kez daha kendine aşık
etti. Esma karakterine can veren Zuhal Yalçın ise adeta kapı komşumdu. Durul
Bazan’ı bir kez daha izlemenin müthiş olduğunu, Yıldız Kültür’ün daha uzun
yıllar ekranda olması gerektiğini söylememe gerek bile yok. Yeni yüzleri
görmek, oyunculuklarını izlemek ise benim için artı değerdi.
Diziye gelen her karakterin -nesneler dahil- bir
hikayesi vardı. Ar Pastanesi, Gülizar gibi… Bir ya da birkaç bölüme gelen
oyuncunun dahil enerjisi ekibe yansıyordu. Bazen dizileri sevsek bile bir süre
sonra uzayan saatleri sıkmaya başlar, içine girdiğin olaylar düğüm olur ve bir
bakmışsın ya mecburiyetten ya can sıkıntısından izlersin. Ya da izlemez, bay
dersin. İşte Kocamın Ailesi’ni
izlerken bir kez bile offf demedim; ama reklam olmasın dedim. Boğuk bölüm
demedim; ama kahkahalarım az daha sürsün dedim.
Kasımda doğup kasımda her şey başkadır diyen ben ve
neşem 2015 Kasım 11’inde Kocaman Aile’ye veda ettik. Tek sevinip elimde kalan
ise mutlu, huzurlu yapılan finaldi… Kalabalık, coşkulu, tempolu geldiler ve
aynı tempoyla gittiler…