İki anne, bir evlat…
Merve Yıldırım
Dönem
dizilerini severim, biraz da bu sebeple Kader ve Zeliha’nın hikayesine
eşlik etmek istedim. İzlediğimiz üzere Kader ve Zeliha’nın yolları bir
hastane koridorunda kesişti, aynı yolda yürümelerini sağlayacak olansa
bir bebek. İki anne ve bir evladın hayat yolculuğunda başlarına neler
gelecek zaman gösterecek…
Zeliha, siyasi
meselelerden ötürü istenmeyen bir gelin. "Oğlum da oğlum" diyen anne,
tabii ki oğlunu değil gelinini suçlayacaktı; ona şaşırmak olmaz. Binnur
Kaya keşke konuk oyuncu olmasaymış, keyifle izledim kendisini.
Bir
diğer istenmeyen gelinimiz, Kader. Keşke Kader de sadece istenmeyen
gelin olarak kalsaydı, tecavüz gibi bir şey başına gelmeseydi. Öncelikle
Hazar Ergüçlü’yü çok beğendim. Acısına, çaresizliğine inandım. Sinem
Kobal da beni rahatsız etmedi. Ama sadece bunlar yetiyor mu? Hayır.
Dönem
dizilerinde görmeyi beklediğim her şeyi bir kenara bıraktım. Buna
rağmen Analar ve Anneler bana duygusunu geçiremedi. Bir izleyici olarak
duygusunu hissedemediğim bir diziyi neden izlemeliyim diye soruyorum
kendime. Açıkçası bir cevap da bulamadım. Halbuki özellikle Okan
Yalabık’ı izlemek istiyordum. Nihayetinde Ayhan’la tanışamadan
vedalaşmak zorunda kaldık.
Analar ve Anneler ekran yolculuğuna
başladı, dilerim emeklerinin karşılığını alır. Ama ben gelecek hafta
Kader ve Zeliha’nın hikayesine eşlik edemeyeceğim.
Şansları bol, yolları açık olsun.