Komplo teorilerini sever misiniz? Devlet içinde devlet, bizi gözetleyen uydular, gündemi değiştiren yalanlar, büyük sermaye sahibi şirketler, bitmeyen oyunlar,... Tüm bunların yarattığı heyecanı ve parçaları birleştirip gerçeğin peşine düşmeyi seviyorsanız
American Odyssey tam size göre bir dizi.
Dizinin ilk bölümü Kay Foster, Adam Armus tarafından kaleme alındı ve yönetmenliğini Peter Horton yaptı.
Anne, asker, kahraman ve kurban. Hollywood filmleri ve Amerikan dizileri için Irak'ta ve 11 Eylül'de yaşananlar hiç tükenmeyecek yeni senaryolar demek. Dizi El-Kaida örgütünün liderlerinden Abbas'ı ölü ele geçiren Amerikan özel ordu birimi 24'ün operasyon görüntüleri ile açılış yapıyor. Birim evlerine kahraman olarak döneceklerini düşünürken, görmemeleri gereken bir bilgiye ulaşırlar. Evlerine dönmek ve bu bilginin peşine düşmek için Amerika'daki komutanlarından takviye güç isterler. Tam bu sırada paralı askerler tarafından tuzağa düşürülürler. Bu tuzaktan sadece Odelle Ballard (A. Friel) kurtulur ama bambaşka bir tuzağın ve mücadelenin içine girerek.
Öte yandan Amerika'da da sorunlar yaşayan büyük bir firma, bu firmayı kurtarmaya çalışan eski bir savcı Peter Decker (Peter Facinelli), bu savcının oğlu olmasına rağmen babasına ve O'nun yaptıklarına karşı duran aktivist Harrison Walters (Jake Robinson), bu oğlanın da içinde bulunduğu G8 protestoları, kafasını komplo teorileri ile bozmuş bir adam Bob Offer (Nate Mooney), Odella ve ekibini tuzağa düşüren gerçeğin hikayesine dahil olurlar.
Eski savcı yeni sermaye koruyucusu.
İlk bölüm olarak dizinin hem iyi yanları hem kötü
yanları vardı. Öncelikle ilk bölüm biraz hızlı bir bölümdü. Bir Odella ve
ekibinin hikayesine gittik, bir firma ve savcının hikayesine gittik, bir G8
protestolarına ve buradaki aktivistlerin hikayelerine gittik. Peter Facinelli
bence hikayede kurgulanan karakter için uygun değil. İlk bölüm için anlatılan
hikayede sırıtıyordu. Anne Friel'in performansını beğendim. Bakışları ve vücudunu aksiyon sahnelerinde etkili kullanmış. Özellikle son
zamanlarda kadın karakterlerin hikayeyi yönlendirmesine ve sürüklemesine ayrıca
sevindiğim için bu diziyi izletecek bir unsur varsa o da Anna Friel gibi
duruyor. Diğer kast ise karakterlerine uygun olmuşlar. İlk bölüm hızlı geçmesine
rağmen, karakterlerin aşağı yukarı nasıl tipler olduklarını yansıtan profiller
sergilemişler.
İlk bölümde günümüz şartlarında artık olmamasını beklediğimiz hatalar da vardı. Örneğin, eğitimli Amerikan askerinin operasyon sırasında iPhone'nun sesini açık unutması ve bu nedenle kendini yakalatması gibi. Hadi ama? Artık böyle basit oyunlarla ilerletmeyelim kurguyu. Bu en kaba şekliyle seyirciyi hafife almak oluyor.
Öte yandan, sunulan hikayelerin pek çoğu ilgi çekici ve merak uyandırıcı. Harrison
neden evini terk etmiş ve babasını inkar etmiş? Bob'un bulduğu şeyler gerçeğe
ulaşmamıza yardımcı olacak ip uçları mı? Yoksa kafasında yarattığı bir teori
mi? Bilindik cevaplarla hikayeyi köreltmezler ise ben şimdilik bu soruların cevabını merak ediyorum.
Özetle dizi ilk bölüm itibari ile önümüze büyük bir bilmece bıraktı. Evet biz
bu hikayeyi daha önce gördük. Özellikle 11 Eylül sonrası işlenen pek çok
terörist vs Amerika hikayelerine benziyor. Ancak dizi hikayeyi küresel bir
komplo teorisi olmaktan çıkarıp, kadın bir askerin hikayesine daraltıyor. Bu
nedenle, dizi en azından bir sezon devam edebilir ama bu bilindik hikaye ile
ikinci sezon onayı alamaz gibi. Lost dizisi sonrası televizyon
dünyasının yeni trendi, küresel doğaüstü olaylar ya da bilim kurgu teorileri
yerine, Homeland'ten sonra hükümet ve askeriye hikayeleri gibi durmakta:
1. Şans eseri Amerikan askerinin, bir tuzaktan sağ
kurtulması, 2. Şüpheli askeri operasyonları ve bu operasyonlarla alakalı
olabilecek şirketi araştıran bir avukat, 3. Küresel komplo teorilerinin
ortasına düşmüş bir aktivist. Yan karakterlerin hikayelerinin eklenmesi ile American
Odyssey bize üçlü bir gizemin hikayesini vaat ediyor.
Kadın karakterin hikayeyi yönlendirdiği ve şekillendirdiği dizilere hep bir şans veririm. Klasik erkek kahramanlıklarından sıkıldıysanız, bir kadının hayatta kalmak için nasıl mücadele ettiğini izlemek değişik gelebilir. Bu nedenle diziye bir iki bölüm şans vereceğim. Ancak kahraman kadın olmasına rağmen senaryo yine bildiğimiz eril hikayeye dönerse, üzgünüm ama hali hazırda var olan hikayelerden bir farkı kalmaz, çekici tarafını ve izleyicisini kaybetmiş olur.