CSI (Olay Mahali Araştırma) serileri yeni bir uzantı (spin-off) ile karşımızda:
CSI: Cyber.
Black Mirror gibi diziler bize teknolojinin ve sanal dünyanın çekici olduğu kadar tehlikeli yerler olabileceğini de gösterdi.
CSI: Cyber dizisi ise bu tehlikeli dünyada işlenen suçların peşine düşen yeni bir FBI biriminin hikayelerini ele alıyor.
Avery Ryan (Patricia Arquette) tarafından yönetilen Siber Suçlar birimi teknolojinin dahil olduğu suçlarla ilgilenen özel bir birimdir. Bu birimde hapishaneye gönderilmek yerine, yapılan bir anlaşma ile FBI'ya çalışan eski hacker Nelson (Shad Moss), bilişim uzmanı Krumitz (Charley Koontz), eski asker Mundo (James Van Der Beek) ve tüm bu birimin başı FBI uzmanı Sifter (Peter MacNicol) yer almaktadır.
Bazı diziler yarattıkları atmosfer ve oluşturulan kastın uyumu ile sizi ilk bölümden yakalar. Dizi süresi boyunca sizin kulağınıza "Beni izle! Beni izle!" diye fısıldar. Ancak bazı diziler vardır ki ilk bölümden kastın uyumsuzluğu ya da yaratılan atmosferin inandırıcılığının olmaması nedeni ile "Bitse de gitsek!" havası ile izlersiniz. Ne yazık ki
CSI: Cyber ikinci türden bir dizi.
CSI serilerinin uzantısı olarak kimse bu diziden ateşi yeniden icat etmesini beklemiyordu. Ancak ayrı ayrı çok başarılı olan kişilerin bazen beraber kimyası tutmuyor. Senaryo da ortaya yeni bir kimya çıkarmayınca, siz en düşük umutlarınızla bile karşınıza sunulandan sıkılabiliyorsunuz.
İznim olmadan asla!
Patricia Arquette canlandırdığı Avery karakteri ile
The Fall dizisindeki Stella'nın duruşu yakalanmaya çalışılmış. Ancak Stella tarzındaki kadın dedektif profili bu dizide Avery karakterine oturmamış duruyor.
Dawson's Creek dizisi benim için her zaman özel bir dizi olmuştur. Ancak o dizide bile ergen James Van Der Beek'e tahammül etmekte her zaman zorlanmıştım.
CSI: Cyber dizisi ile karşımıza sert ama zeki eski asker, yeni FBI uzmanı olarak çıkıyor. Nasıl tanımlayabileceğimden emin değilim ama yeni karakterinde bir şey eksik. Belki zamanla oturabilir. Belki zamanla farklı tatlar ekleyerek karakterini zenginleştirebilir ama şimdilik biraz yavan geldi. Hatta dizinin adının 'Siber' içermesi nedeni ile bir an acaba "Elijah Mundo siber polis mi?" diye düşünmedim değil.
Haberimiz yokmuş gibi çek pampa !
Dizinin hayal kırıklığı yaratmasının bir nedeni de
abartılı geçişler. Yerli dizilerde süreyi doldurmak için en az beş dakika süren
bakışmalara, uzun geçişlere alışığız ancak yabancı dizilerinin hikaye örgüsünün
ritmine bu abartılı geçişler uymuyor. Bir diğer nedeni ise ele alınan
hikayelerde herhangi bir fark ya da yaratıcılık yok. Başka bir deyişle, bu
diziyi CSI: New York dizisinden ayıran bir şey yok. Olmadığı gibi
yukarıda bahsettiğim unsurlar nedeni ile de "CSI: New York varken bu
diziyi niye izleyeyim ki?" düşüncesini yaratıyor.
Pek güzel şeyler söylemedim farkındayım. Ancak, en azından, ne demek istediğimi
görmek için ilk bölüme bir bakın ve sonra başka işlerle uğraşırken, arkada fon
olarak açılabilicek diziler kategorisinden seyretmeye devam edin derim.