Adaletin bu mu Dünya?
Çağla Akyürek
İşlemediği bir suç yüzünden müebbet hapse çarptırılan ve 11 yıl yatan bir
insan, geride kalan ailesi, sevdiği kadın ve bir çıkış yolu; yeniden
yargılanma. Ölene Kadar, çiçeği
burnunda bir avukat olarak izlediğim tek tanıtımında konusu ile ilgimi çekti. İşte
algıda seçicilik.
Dizi, konusuyla olduğu kadar kadrosuyla da ilgimi
çekti. Tüm kadro bence başarılı. Özellikle başrol seçimi ve uyumu güzel.
Fahriye Evcen ve Engin Akyürek ekrana yakıştırdığım ve izlemekten zevk aldığım
oyuncular.
Gelelim ilk bölüme. Bahsettiğim gibi Ölene Kadar’a beni çeken işin yargılama
boyutuydu. Açık söyleyeyim dizinin tüm tanıtımlarını dikkatle izlemediğimden
midir, hakkında yazılan çizilenleri okumadığımdan mı yoksa tamamen benim
beklentimle mi alakalı bilmiyorum ama konunun yargılama kısmının ilk bölümde
şak diye çözülmesini beklemiyordum. Eleştirmeye kalksak pek çok falso
bulabiliriz. Adaletin ayağı topaldır, geç yerini bulur ama yerini bulması da
iki dakika sürmez gibi. Bu noktalara takılmazsak iyi bir ilk bölüm olduğunu
düşünüyorum. Söylemeden geçemeyeceğim bir diğer nokta ise kurulan cinayet
komplosuydu. Çok başarılı buldum. E tabii, hiçbir cinayet karanlıkta kalmaz,
bakalım olayın geri kalanı nasıl çözülecek?
Ölene
Kadar için çok büyük beklentilerim yoktu ama ilk bölüm
beni tatmin etti açıkçası. Mesleki açıdan ilgimi çektiği için sıkılmadan
izledim, bölüm aktı gitti. Olaylar tahminimden hızlı aktığı için
dizinin bundan sonraki bölümleri için düşünceliyim, ya çok severek, heyecanla
izlemeye devam edeceğim ya da iki bölüm sonra ı-ıh diyerek bırakacağım. Belirsizliği
sevmem ama nedense bu dizi için içimde bir umut ışığı var. O yüzden gelecek
bölümleri merakla bekliyorum.
Ölene
Kadar’ın şansı bol, yolu açık olsun…