Cesur ve Güzel'in tanıtımları yayınlanmadan önce, hakkında çok fazla haber yapıldı. Yazılandan- çizilenden, konusundan ya da tüm kadrosundan öte, Kıvanç Tatlıtuğ ve Tuba Büyüküstün ikilisini çok fazla merak ediyordum. Kıvanç Tatlıtuğ, ilk bölümünde ekran karşısında olmam için yeterliydi aslında. Bugüne dek yaptığı tüm işleri izlemiş ve onun jenerasyonuna denk gelmiş bir seyirci olarak, yeni projesini de hâliyle merak ediyordum. Üstelik, Kıvanç Tatlıtuğ izlemeyi çok da özlemiştim.

 

Cesur ve Güzel'in tanıtımları ve akabinde fragmanları dönmeye başladığında, içimden bir ses bu işin sevilmesi gerektiğini söylüyordu. Ve ilk bölümü de beni yanıltmadı. Tam olarak ne beklediğimi bilmeden, büyük bir beklentiyle oturdum televizyonun başına. Yorulmadan izleyeceğim kadar sadeleştirilmiş ama izlediğime de pişman olmamam gereken bi' senaryo matematiğine sahip bir şeyler bekliyordum sanırım. Ve bunda, Ece Yörenç'in payı çok büyük!

 

İlk bölümün ardından, aklımda en keskin kalan şeyin, dizinin repliklerinin çok cesur ve güzel olduğunu, samimiyetle söyleyebilirim. Ve açıkçası bunlar, artık ekranlarda sık sık görmek istediğim hareketler. Ben, Cesur ve Güzel'de, bir Türk dizisinden ziyade, Amerikan dizilerinin esintisini hissettim ve bunu da çok sevdim. Korludağ'ların kahyasının kızı Şirin'in, Sühan Korludağ ile olan yakınlığı çok fazla hoşuma gitti mesela. Şirin'in çok büyük bir dobralıkla, üstelik sansürsüz bir şekilde, cinsellik hakkında Sühan'la konuşabilmesi detayına kahkahalarla eşlik ettim.

 

Dramaların içine karıştırılan kahkahaları fazlasıyla seviyorum. Tam bu noktada, Tahsin Korludağ'a hakkını vermem gerekiyor. Tamer Levent’in oyunculuğuna sağlık. Sanırım tam beş kez "Ağzının ta ortasına tükürürüm." diye diye, tüm görkemli sert bakışlarına rağmen beni gülme krizine soktu. Gelinliğiyle nikah masasında terk ettiği Mihriban'la olan diyaloglarına tek kelimeyle hayran kaldım. Mihriban, oğlu Bülent'in arkasında durup, Cesur'a karşı cephe almadığı sürece, sanırım onu her sahnesinde sürekli like'layabilirim. Ve Serkan Altunorak, öyle başarılı bir şekilde Bülent'in hakkını veriyor ki, ilk dakikadan itibaren "gıcık" kapmamı sağladı.

 

Cesur, babasının intikamını Korludağ'lardan almak istiyor ve kader, karşısına bir şekilde Sühan'ı çıkardı ve hayatını kurtarmasını sağladı. Ayrıca, kader bunu öyle bir yaptı ki, şehvet dolu romantizm tavandı, çokzel! Aynı kader, intikam almak isteyen Cesur'dan yanaydı. Evin çalışanlarından Kemal, işten atılınca, Cesur'un ayağına kadar geldi. Bülent'in Sühan'a evlenme teklifi ettiği ana Cesur'u şahit yaptı. Cesur'la Sühan'ı kıskanan Bülent'in, Cesur'un çiftliğini yakmaya çalışmak gibi bir hata yapmasına sebep oldu ve elleriyle Cesur'un değerini arttırdı. Çünkü evi, Tahsin Korludağ da içerideyken yaktı! Yani Cesur, bir de Tahsin Bey'in hayatını kurtarmakla taçlandırıldı. Tam, her şey bir şekilde yoluna girmişken, Cesur'un kafasına alevli tahta düştü, tam oldu. Helal olsun kader, Cesur haftaya Korludağ'ların çiftliğinde!

 

Korludağ'ların gelini Cahide'nin sinsiliği ve kötülüğü de oldukça başarılı kurgulanmış. Sezin Akbaşoğulları, karakterini çok iyi giymiş. Korhan ve Tahsin arasındaki iletişimsizliği de çok beğendim. Korhan'ın sürekli babası tarafından eziklenmesi ve aralarında gerçekten de ana hikaye ile güzel bağlanacak gibi gözüküyor. Erkan Avcı hayat verdiği Korhan'a çok yakışmış.

 

Tuba Büyüküstün ve Kıvanç Tatlıtuğ'u birlikte çok sevdim. Tuba Büyüküstün'ün, hayat verdiği Sühan'da soğuk ve mesafeli duruşu ile Cesur'un küstahlığı ve Kıvanç Tatlıtuğ'un üzerinde pek bir tatlı duran züppelik birbirini çok iyi tamamlamış. Cesur ve Sühan'ı shipliyorum matmazel! Cuk olmuşlar çünkü, başka bir alternatifim yok. ^.^

 

Ay Yapım, Cesur ve Güzel'le çok başarılı bir işe imza atmış. Kullanılan mekanlar ve özellikle de kostümler çok iyi. Karakterlere çok iyi çalışıldığı belli, izlerken hiçbir şeyin sırıtmamasına gerçekten sevindim. Hikayenin akışı sıkmadı. Attan düşme sahnesi ve yangın sahnesinin gerçekçiliği için de ayrı bir kalp koymak istiyorum. Tüm oyuncuların ve ekibin performansına sağlık, Cesur ve Güzel'in yayın hayatı uzun ve başarılı olsun! <3