Cesur ve Güzel: Korludağ'ın eteğinde bir çift güvercin olsak

Önüm arkam sağım solum Korludağ!
Öykü Sevinç

Ekranda görmeyi özlediğim, dönüşünü dört gözle beklediğim iki ismi, Cesur ve Güzel’in başrolünde gördüğümde bir heyecan sarmıştı beni. Bir yanda güzeller güzeli Tuba Büyüküstün diğer yanda inkâr edilemez yakışıklılığıyla Kıvanç Tatlıtuğ… Aman yarabbi ne büyük lütuf!

Bölümü, yayınlandığı anda iki arada bir derede izledim; haliyle yetinemedim. Tekrarında bir daha izledim. Bölüm internete düştüğünde muhtemelen bir kez daha izlerim. Hatta ve hatta hafta sonu tekrarına denk geldiğimde, bir daha izlerim.

Hem kadrodaki isimleri, hem de Ece Yörenç’in imzası olacak bu hikâyeyi izlemeye bayıldım! Özlemekten bir yanımı kaybetmişim ama haberim yokmuş resmen! İzlediklerinizi gözünüz bir yerden ısırıyormuş gibi olsa da kendini izletecek çok güzel bir bütün haline gelmiş…

Korludağ’a gelen Cesur ile başlıyor hikaye. Daha meydana varmadan Sühan ile karşılaşıyorlar ve onun hayatını kurtarıyor. Ufak bir kaza sonucu aksiyonun tam ortasında tanışan çiftimiz ilk anda fiziksel bir etkileşim yaşıyorlar. Tahsin Korludağ’ın babasına yaşattıklarının intikamını almaya ant içmiş Cesur, kasabaya yerleşirken Sühan’ın da kalbinde kendinde bir yer bulacak ve intikamla aşkın bir kalbe sığmayacaklarını öğrenecekler. Görünen o ki bu kolay bir yoldan gerçekleşmeyecek.

Gelelim ilk bölüme…

3 Doors Down'ın Kryptonite'ı ile tam Cesur'un serseriliğine uyan bir şekilde ve daha ilk dakikasında müthiş aksiyonlu bir girişle karşıladı bizi Cesur ve Güzel. Esas kız ve esas oğlanın ilk dakikada böyle güçlü bir anda karşılaşmaları harika bir açılış sahnesiydi.

Dizi ilk bölümüyle girişte elini masaya vurmuş. Beni bir silkeledi olduğum yerde.

Cesur'un ukalalığına bayıldım! Ekranda böyle kendinden emin ve bunun için sağlam nedenleri olan bir karakter görmeyeli, içime sinmeyeli hayli olmuştu. İntikam planına küçük bir kaza sonucu erken başlamak zorunda kalması ve ardından gelişen olaylar “bir tık” fazla geldiyse de izlemekten büyük keyif aldım.

Sühan'ın hem her şeyi ben bilirim hem inatçı keçiyim hali beni bir miktar şaşırttı açıkçası. Daha oturaklı bir kız bekliyordum. İnatçı ama daha sakin… Sühan adının dinginliğine ters düşecek şekilde burnu dik duranlardan. Bir tek erkek arkadaş seçimi konusunda gözlerimi devirdim ama onun da hakkı var. Korludağ’da kim var ki kime bakacak?

Bülent’in ekrandan böyle gerçekçi yansıması Serkan Altunorak’ın onu bu kadar iştahla oynaması sinir bozucu bir karakteri bile keyifle izlememi sağladı.

Tahsin Korludağ’a gelecek olursak "Bir ben varım büyük, öbürleri hep benim elemanlar!" heybetiyle girdiği sahneden yerini belirledi. Hem kök söktürecek hem kök sökeceklerden... Sühan’ın, babasının ona olan zaafını bilmesi ve gerektiğinde herkesin bu karta oynaması Tahsin Bey için açık tehdit ama hadi hayırlısı.

Tehdit demişken, daha ilk bölümden fire verdi Korludağ ailesi. Anlayıp dinlemeden, olayı açıklığa kavuşturmadan Kemal’in kalemi kırıldı. Kırıldı ama Cesur’un yanında da iş buldu. Oradan çok güzel bir dostluk izleriz diye umut ediyorum. Fırat Altunmeşe’yi Kıvanç Tatlıtuğ’la izlemek büyük keyif olacak benim için. Kadroda olduğunu öğrendiğimde inanılmaz sevinmiştim.

Fesatlığı ile yedi düvele savaş açan yengeler en kıymetli hazinemizdir; onlar sayesinde hikâye beslenir ve ciğerlerimize yük biner. Ama hamileliğe de hile karıştırdı ya pes dedim! Kötü karakteri çok güzel giymiş üzerine Sezin Akbaşoğulları.

Irmak Örnek’in canlandırdığı ayaklı libido Şirin'e ise gerçekten “Helal olsun!” demek dışında kelimem kalmadı. Sıdıka ve Maşuka’dan (Ulan İstanbul) sonra aklı cinselliğe eren ve dilinden düşen ilk karakterimiz sanıyorum kendisi.

Dizi içinde kullanılan renk tercihlerinden midir bilmiyorum ancak cam gibi mavi gözlerin altında kalan turuncu boyun beni bir miktar rahatsız etti, söylemeden geçemeyeceğim.

Vatanım Sensin ile aynı günde olması reyting için savaş demek. Kaldı ki sosyal medya da bölünmüş durumda... Ancak reji ve prodüksiyon, kadro ve senaryoyla beraber öyle ahenkle işlenmiş ki, izliyorsunuz. Şimdiki ekranlarımıza cesur kalan sahneler için bir dakikalık saygı duruşunu da es geçmeyeyim…

Uzun zamandır, sohbetlerinde dilimizi yakacağını bile bile çayımızdan- kahvemizden hızlıca bir yudum alıp "Ay dur dur, izledin mi geçen bölümü?" diye soracağımız; "Cesur ve Güzel var bu akşam bir yere gidemem!" diyebileceğimiz, seyrederken yormayan keyifli bir iş olmuş. Sonunda böyle bir iş için ayırdığım kontenjanım doldu.

Reytinglerde ekibe başarılar dilerim. ^^
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER