Yüksek Sosyete: Bir Külkedisi masalı

Amerika'nın tozuylan geldim ben, bi' açılır mısınız?
Üçüncü ve son an ise şöyle: Cansu’nun buluşmaya gitmediğini öğrenen annesi Süreyya’nın (Zuhal Olcay) tepkisi büyük olur. Bir saniye bile düşünmeden tokadı basar ve Cansu için bardağı taşıran son damla olur. Oliva’da tanıştığı yeni ve en iyi arkadaşı Ece’yi (Meriç Aral) arar ve kalacak yer yardımı ister. O arada n’oluyor göremesek de, boşluk doldurmacalarla oyalanıp son sahneye geliyoruz. Kerem, aşık olmasa da, hayatını birleştirmek üzere kız arkadaşına evlenme teklif etmek üzereyken elektrikler kesiliyor. Yaktığı mum ile ardına döndüğünde gümm! Dizinin ilk dakikalarında ‘Ben kader inanmam!’ diye giriş yapan Kerem’den inciler… “Derler ki, eğer biri kaderinse üç kez çıkarmış karşına aynı günde.”

Bu iki aşığın arasına girecek engeller çok! Oliva’da çalışmaya başlayan Cansu, zengin olduğunu saklıyor. Kerem, Mert’in tehtit-istek karışımına evet dedi ve bir aylığına rolleri değiştiler. Yani Kerem, Mert Çalhanlı oldu. Karşılığında da hayalini kurduğu arazi için kredi yardımı alacak. Başta en büyük engel burasıyken zaman içerisinde zengin kız fakir oğlan durumları girecek, aileler, arkadaşlar çerçevesinde ilerleyecek, tahminimce.

Bir iki yer var özellikle belirtmek istediğim:
*Korhan ailesinin entrikaları çok sıkıcıydı. Süreyya’nın karşısına sürekli çıkan ve sinir bozan Işıl, Metin Korhan’ın karısına davranış biçimleri… Açıkçası o ailede ilgimi çeken tek şey Cansu’ya duyulan nefretin, takılan ‘uğursuz’ lakabının nedeni. Gerisi teferruat, üzgünüm.

*Teknik kısımla çok alakam olmadığı için bu konuya çok girmek istemesem de izlerken gözümü yiyip bitiren bir nokta oldu. Kameraya takılan filtreler, ekranı köşesinden başlamak suretiyle buğululaştıran aşırıya kaçılmış bir noktaydı fikrimce. Masalsı bir hava katmak için yapıldığını düşünsem de bir noktadan sonra göz devirmelere doğru yol aldım. Umarım devamında bu kadar yorucu olmaz bu işlem.

*Hatice Şendil ayrıntısı o kadar doğal ve yerli yerinde yapılmış ki normal de ‘Ne gerek vardı?’ diyen ben bile kalpler fışkırtarak izledim. Ve tabi ki Hatice Şendil’in güzelliğiyle de alakası var, nasıl olmasın Allah aşkınıza?!

*Hazar Ergüçlü ve Engin Öztürk dev yakışmamışlar mı? Bunu bu şekilde düşünen tek ben olamam değil mi? Açık olmak gerekirse bu kadarını asla beklemiyordum, fragmanlar da burun kıvırmıştım ama ilk bölüm içinde o kadar oturmuş bir uyum yakalamışlar ki hayran hayran bakmaktan kendimi alamadım. Yan yana getirenlerin gözlerine, bakışlarına sağlık!

Bağlarsak: Günümüze başarılı bir şekilde uyarlanmış bir külkedisi masalı, Yüksek Sosyete. Kusurlar var mı, maalesef evet. Ama ilk elin günahı olmaz diyenlerdenim ben. Hallolmayacak şeyler değil. Seyir keyfinin yüksek olduğu yanlar terazide epey ağır basıyor ben de. Yaz dizimi bulmuş olmanın rehavetiyle soruyorum: Siz neler düşünüyorsunuz?

Yolları açık, reytingi bol olsun umudumu da buraya bırakıyorum ve çekiliyorum. Haftaya görüşmek üzere!



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER