Hayat Şarkısı: Dilimin ucunda bir hayat şarkısı...

Hayatın en dramalı şarkısı
Duygu Tombak

Hayat Şarkısı… İzlemek için güzel referanslarım vardı. Ahmet Mümtaz Taylan, Burcu Biricik, Birkan Sokullu, Tayanç Ayaydın… Ayrıca dizinin Kore yapımı Flames of Desire’ın yasal uyarlaması olması ve Mahinur Ergun’un kaleminde yeniden canlanması da diziyi radarıma sokan önemli unsurlardan sadece biriydi. Salı akşamı tam vaktinde ekran karşısında yerimi aldım.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki hikâyenin giriş ve gelişmesini çok sevdim. Alıştığımızın aksine “ihtiyaç” hallerinde değil; hikâyenin en başında geçmişe gitmek güzeldi. Temelleri sağlam atıldı.

Daha ilk bölümden Hülya’nın (Burcu Biricik) tutum ve tavırlarının daha çok bu hikâyenin altını üstüne getirecek nitelikte olduğunu da hepimiz anladık. Bu kadar gözü kara olmak bir insana neler yaptırıyor, izleyip göreceğiz. Hüseyin (Tayanç Ayaydın), Melek (Ecem Özkaya Üstündağ), Bayram (Ahmet Mümtaz Taylan)… Herkesin bir duruşu vardı. Hepsini az çok anladım da Kerim’i çözemedim. Bu durumum önümüzdeki hafta için Hayat Şarkısı biletimi şimdiden kesti. Bunun dışında açığa çıkmayı bekleyen sırlar da ilk bölümden hepimize göz kırptı.

Hepimizin bildiği ve yukarıda da tekrarladığım üzere hikâye Kore menşeili. Yapım ve senaryo ekibine göre aynı hikâyeden devam ederler mi, etmezler mi bilmiyorum ama uzun dizi sürelerimizden mütevellit orijinal hikâyenin genişleyeceği kesin. Kendimi şimdiden bu duruma alıştırdım.

Karaktere hayat veren isimler, yukarıda da belirttiğim gibi beni ekrana davet eden referanslarımdı. Herkesi ayrı ayrı çok beğendim ama gecenin yıldızı kesinlikle Burcu Biricik oldu. Hikâyeyi sırtlamasına herkes sırtlar; önemli olan alnının akıyla yol boyunca bu durumu devam ettirmek. İlk bölümden Burcu Biricik hem performans hem de karakter olarak “Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır.” mesajı verdi. Aynısını Ecem Özkaya Üstündağ için de gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Bu kadar karakter arasında gözüme batan hiç mi kimse yoktu? Vardı elbette, Pelin Öztekin! Pelin Öztekin’i hep canlı ve mutlu rollerde görmeye alıştığımdan mıdır nedir bir “elti” olarak Zeynep’e ısınamadım. Hani 10 dakika içinde bu tespiti nasıl yaptın diye soracak olursanız, size kanıt gösteremem. Hissiyat meselesi.

İlk bölüm için büyük fotoğrafa bakınca, kurgunun temposunu çok beğendim. Ne koştur hikâyeyi anlatma derdine düşülmüş ne de nasılsa “Uzunuz biz yeağğ!” denip bir ağırlık içine girişmiş.

Özetle; Hayat Şarkısı diyaloglarıyla, kurgusuyla, performanslarıyla Salı akşamları kendisini ağırlamamız için güzel bir ilk bölüm sundu. Karakterin dünyasına girdikçe onları daha yakından tanıyacağız. Umarım reyting sistemimiz onları daha yakından tanımamıza izin verir.

Tanrı onları reyting canavarından korusun, emeklerini boşa çıkartmasın.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER