Gallagher Ailesi bildiğiniz gibi

Gallagher Ailesi bildiğiniz gibi
Yabancı dizi sevgim Cnbc-e ile -yakın zamanda değişimiyle artık TLC diyeceğimiz kanalla- başladı. (Bu sevginin uzantısı 2000'li yılların başına kadar dayanıyor. Torrent gerçeğinin olmadığı zamanlar bunlar!)  Cnbc-e'nin kardeş kanalı e2, tadını damağımızda bırakacak birçok harika dizi yayınladı. Shameless da onlardan biri. 5 sezondur "Utanmazlar Ailesi Gallagherlar"ın hayatlarına konuk oluyoruz. Ve ShowTime, 6. sezon başlangıcını bir hafta öne çekti, bize yeni yıl hediyesi verdi. Çok da iyi oldu. 2011 yılından beri yayınlanan içi dışı bir olan bu aileden kopamıyoruz. Biz de bir Gallagher sayılıyoruz artık. 5. sezonda epey aksiyon geçti bizimkilerin başından. Bir ailenin ömürleri boyunca sadece bir tanesini yaşayabileceği kötü şeyleri düşünün. İşte Gallagherlar yine yaptı yapacağını "olaylar olaylar" kotasını epeyce aştı. Açıkçası biraz sakin bir sezon başlangıcı olacak diye düşünmüştüm ama bölüm, sakin gibi duran boğanın kırmızıyı görünce afallamasına benzedi. Gallagherlar yine sakin duramadı, her şey olması gerektiği gibiydi.

Geçtiğimiz sezon sürpriz bir şekilde Sheila evini Frank'in bira yapma uğruna patlatmasından hemen sonra kendini yollara vurmuştu. Muhtemelen uzun bir süredir Frank'e hep söylediği, gitmek istediği dünya turuna çıktı. Frank Sheila'nın dışarı çıkamama hastalığını zerre önemsemeyen biriydi. Ona her zaman değer veren Sheila'yı hareket ve tavırlarıyla yüz üstü bırakmıştı. Öyle bencil biridir ki Frank, anlatmaya örnekler yetmez. Fakat sürprizlerden konu açılmışken Frank'in genç bir kadına aşık olması ve gerçekten bu kanser hastası genç doktora çıkar gözetmeksizin yardım etmeye çalışması, hepimizi çok şaşırttı. Ölüme kendi isteğiyle giden Bianca'nın ardından Frank, toparlanamamış olarak karşımıza çıktı. Normalde çoktan eski hayatına dönmesi gerekirdi. Fakat kızdan kopamamış olacak ki bu kopamaması sebebiyle bizi çok eğlendirdiğini söyleyebilirim. Ancak ve ancak Frank gibiler sevdiğinin mezarında uyuyabilir, evi gibi orada yaşayabilir, türlü din adamlarından destek arayabilir, kiliseye gidebilir, namaz kılmaya çalışabilir, budistlerden yardım dilenebilir, hahamlarla konuşabilirdi. Bianca'nın iç çamaşırlarını giymesi Frank'ten beklenecek bir hareket olarak tarihe geçmiştir. Fazlasıyla güldük ama mezarda yapmaya çalıştığı zihnimi aşan malum sırt üstü ve sırt altı sahnesinden sonra artık eminim: Frank tam bir UTANMAZ! 

Fiona'nın normal bir hayatı olan erkeklerle yapamadığını artık hepimiz biliyoruz. Kız mıknatıs gibi belalı tipleri kendisine çekiyor her zaman. Birkaç kez bu huyundan kurtulmaya çalıştığına şahit olduk, hatta evlenince hem sevindim hem de bu sürekliliği ne kadar sürdürebileceğini merak ettim. Çünkü o bir Gallagher hatunu! Süreklilik konusunda halledemediği sorunları var. Gus ile olan evliliğinin devam edemeyeceğini, evlenmelerinden kısa bir süre anladık. Fiona, Jimmy/Steve gibi hayatını yoluna koyamayan, birtakım içsel ya da aileyle ilgili problemleri olan arıza tipleri her zaman daha ilgi çekici buldu. Sean da son oltalardan biri. Geçmişte uyuşturucu bağımlılığı var, çocuğundan ayrı kalmanın sıkıntısı içinde ama yine de işine gücüne sahip çıkan havası ve Fiona'ya geleceğini düşünmeyi salık edecek kadar da gerçekçi bir derinliği olan karakter Sean. Patsy's müdür yardımcılığını Fiona'ya teklif etmesi de takdire şayan. Fiona koşulları el verseydi hem okul hayatında, hem de iş hayatında başarılı olabilecek bir kız. Yaşadığı saçmalıklar, kendi yaptığı büyük yanlışlar onu tuhaf yerlere sürükledi ama belki de bu müdür yardımcılığı onun kariyerine sandığından daha fazla katkı sağlayabilir. Gus ile ister istemez tekrar yüzleşeceğini düşünmek yanlış olmaz. Sonuçta hâlâ evli ama ayrı bir kadın. Gus karakterini sevmiştim. Favorim her zaman Jimmy olsa da...

Gallagher ailesinde en çok kimin şanslı olduğunu hepimiz biliyoruz. İsmini söylemeye bile gerek yok. Lip şanslı olduğunun bilincinde. (Gerçi Frank'in oğlu olduğu, Ian'ın oğlu olmadığı ortaya çıkınca kendisini pek şansız sanmıştı ama neyse.) Bunu sadece profesörüyle aşk yaşadığı için değil, üniversitede akademik olarak yükseleceğini anladığından ötürü de şanslı olarak görmeye başlıyor. Lip her zaman zekiydi. Asistan olmasa şaşırırdık. Şaşırdığım nokta, profesörüne epey aşık olması. Umarım bu kendisini fazlasıyla kaptırdığı aşk oyunu geleceğini etkilemez. Zira geleceği Gallagher kariyer tarihçesini düşünürsek dolunay gibi aydınlık! Unutmadan, sen neymişsin be Profesör Helene!

Debbie'yi seven çok az insan olduğunu biliyorum. Ben seven tarafta olmayı tercih ediyorum ama geçen sezon yaptığı saçmalıkları affedemiyorum. Çünkü aklı başında bir kız nasıl olur da bir erkeğe tecavüze yeltenir, hamile kalmaya çalışır? Evet ergenlik çağında olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız, evet ailede belki de en duygusal olan karakterin çıkış yolu olarak hamile kalmak gibi bir plana ihtiyacı var ama yine de insan yakıştıramıyor. Sonuçta karşı tarafın onun kadar hevesli olmadığı ortaya hemen çıktı da Debbie biraz frene basacak gibi. Bu arada Fiona'nın Debbie'nin yalan söylediğini anlayamamasına kaç puan verelim? Fiona Debbie'ye fazla güvenmiş belli.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER