Bizim Hikaye: Acılara Tutunmak*

Bizim Hikaye: Acılara Tutunmak*
Bir arada olacakları günü bekleyenler burada mı???
Geçtiğimiz sezon "Shameless'in uyarlaması mı yapılır?" lar ortalıkta dönerken öylesine bizden öylesine samimi olduğu için diziyi eleştirenlerin bile pür dikkat dikkat izleyenlerin dizisi oldu Bizim Hikaye. Aldığı reytinglerle de geçtiğimiz sezonu güzel bitirip yeni sezona da kendi kitlesini oturtmuş şekilde başladı. Gerek kadrosu gerek içinde barındırdığı komedi/dram unsurlarıyla ve her yaşa hitap etmesiyle ayrı bir yere koyduk diziyi.

Ben dizinin ilk bölümünden başlayıp bugüne kadar geldiği noktayı anlatmayacağım elbette. Şu karakter böyle diğer karakter şöyle. Bir başkası da şuradan geldi, öbürü de buradan gitti yok. Burada bahis konusu: BarFİ. Evet, evet bizim ismine alıştığımız öyle de şiplediğimiz Barış ve Filiz.

Öyle yollardan geldiler öyle olayları aştılar ki bugün yakalayamadıkları mutluluğa üzülmemek elde değil. Hani yüzdüler yüzdüler kuyruğa misina takıldı ve başa bile dönemediler. Tutunmaya çalıştıkça dibe batıyorlar. Hayat işte. Bazen engeller fazladır aşarsın bazen sonuna geldim dersin de yenileri başlar. Asla bitmez asla... Barış ve Filiz'in şu an yaşadıkları sonucunda aşağıdaki şarkıyı mırıldanırken buldum kendimi.

"Acı çekmek özgürlükse özgürüz ikimizde.
O yuvasız çalıkuşu bense kafeste kanarya
O dolaşmış daldan dala savurmuş yüreğini
Ben bölmüşüm yüreğimi baş kaldıran dizelere"

Özgürler, mutlu olabilirlerdi de... Filiz, Barış ile yuva kurmayı beklerken hasta bir oğlu olduğunu öğrenmeseydi Barış. Özgür olmak değildir bir odada tutulmak. Bazen özgür olamamaktır bulunduğun durumlar içinde sıkışıp kalmak. Her kardeşinde hatta anne ve babasında bölünmüşken Filiz Elibol'un yüreği, Barış'ın içi bölündü parça parça. Ve o parçalar gelmiyor bir araya.

"Aramakmış oysa sevmek özlemekmiş oysa sevmek
Bulup bulup yitirmekmiş düşsel bir oyuncağı
Yalanmış hepsi yalan yalanmış hepsi yalan
Sevmek diye bir şey varmış sevmek diye bir şey yokmuş"

Aradı Filiz deli gibi. Haber alamadı, korktu. Özledi Barış deli gibi. Ama gidemedi, söyleyemedi içindekileri. Bulduklarında ise kaybettiler her şeyi. Yaşananlar yalan olamazdı, o sözler boşuna söylenmemişti. Yapılanlar şaka değildi. Çünkü sevmek vardı sevmek diye bir şey vardı. Belki de Barış'ın Filiz'e en büyük yalanıydı "Sevmiyorum seni." Demesi...

Öylesine yakışan öylesine gözlerinden aşk damlayan BarFi böyle olmasın, olmamalı. Onlar beraberken güzel beraberken mutlu beraberken güçlü. Ve sorunları çözerken beraber ve yemek yerken küçük bir alanda neşeli ve kalabalıkken huzurlu... Aklım, kalbim bir an önce beraber olup sorunları yine bir aradayken çözmelerini istiyor. Sorunlar bitsin istemiyorum. Kavga etmeden günleri geçsin demiyorum. Birbirlerine trip atmasınlar asla demem. Hepsi onlara özel hepsi onlarla güzel. Bakalım bu sefer sınavlarından geçebilecekler mi? Sınavı nasıl geçecekler? Acılar onları güçlendirip mi mutlu sona ulaştıracak yoksa yenilip yeni hayatlarına başkalarıyla mı devam edecekler?

Ayrıca Barış ve Filiz'in şu an yaşadıklarını izlerken sizin aklınızdan geçen şarkı var mı? Varsa bekliyorum yoruma...

Sevgiler...

*

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER