Tatlı Küçük Yalancılar: Adına set demişsin ama, burası Osho'nun huzur kampı!
25 Ağustos 2015
Büşra ve Burak ile dış bahçeye çıkıp set günü Twitter'dan yayınladığım videolardan çekiyoruz. Sonra onlar sahneye hazırlanmak üzere uzaklaşıyorlar, ben de arkalarından baktıyorum uzunca bir süre... Hazır bahçeye çıkmışken de bir sigara yakıyorum. Set ziyaretinin sonuna gelmek üzereyiz. Bu arada da biraz zamanını çalıp dizinin ikinci yönetmeni Benal Memişeviç ile sohbete oturuyoruz.
Benal, tıpkı Cem Karcı gibi yüzünü mahalleden bildiğim ama ilk kez tanıştığım sektör insanlarından. Birkaç cümle konuştuktan sonra kalkıp boynuna sarılıp "Sen benim arkadaşım olsana!" demek isteyeceğiniz insanlardan. İşine saygı duyan, bilenlerden. "O koltukta 3 yaşında bir çocuk da otursa bizim vazifemiz ona hizmet etmektir" diyecek kadar 'yönetmen' müessesesine saygı duyuyor. 'Usta' diye hitap ettiği Uluç Bayraktar ve Cem Karcı ile uzun yıllardır birlikte çalışıyor. Dünyada örneğini gördüğümüz standartta cümleler kuruyor, umut besliyor sektör için... Katılmamak mümkün değil.
Benal'e "Bu set nasıl bu kadar sessiz ve sakin?" diye soruyorum. "Herkes yapması gereken görevi biliyor, dersini çalışıyor ve yapıyor, neden telaşlı olalım ki? Üstelik insanlara hayatını yaşayacak zamanı setten çalarsan mutlu olurlar. Sete geldiklerinde de mutlu mesut işlerini yaparlar." diyor. Konu buradan kanatlanıyor, sektöre, dizi sürelerine, çalışma şartlarına, Benal'in olaylara bakışına kadar geliyor. Biraz daha konuşursa "Her sete bir Benal!" diye slogan atıp kampanya başlatacağım!