Prodüksiyonun ellerine sağlık, çok şahane bir kahvaltı büfesi vardı. Hani yemelere ve çaylarını içmelere doyamadım. Uzun masalardan elektrik prizine en yakın olanına oturuyorum. Bütün oyuncu sohbetlerini de bu mekanda yapmaya karar veriyorum. İlk sahne Tolga Sarıtaş'ın.. Bütün oyuncular gelmişler. Karavanda zaman geçiriyorlar ya da kahvaltı etmek için benim bulunduğum mekana geliyorlar.

Kapıdan içeri giren ve yemek sırasına yönelen o genç kızı tanımadığımı fark ediyorum. Kahvaltı tepsisini alıp bizim masaya oturuyor. Tam ona çaktırmadan İlkim'e eğilip, "Bu kimdi?" diyecekken "Aa hoş geldiniz, nasılsınız?" diyor ve o genç kızın Evrim Alasya olduğunu anlıyorum. Ay onu övmelere az sonra devam edeceğim.. Şimdi kahvaltımı edip, masayı paylaştığım oyuncularla "hayat-çiçek-böcek" temalı kayıt dışı sabah sohbetimizi etmeliyiz.

Bu arada kahvaltı saati bitiyor. Reji ekibi az sonra çekilecek sahneyi kurmak için konağın girişindeki avluya yerleşiyor. Oyuncular da hazırlanmak için karavanlara doğru gidiyorlar. Kalan kahvaltı artıkları da konağın hemen bitişiğindeki yeşil alanda yaşayan dokuz yavru ve analarına.. Ekip ellerinden geldiğince bu yavruları beslemeye ve hatta sahiplendirmeye çalışıyorlar.. Gönüllerine bereket!