Sete girdiğim ilk andan itibaren başka bir ülkeye gelmiş gibiydim. Fonlama, 3 blok, peak diyorlardı. Ben var bilmemek “setçe”. İyi ki Fehmi Hoca yanımda. Anlamadıklarımı rahat rahat soruyorum. 

“Sessizlik! 3-2-1 KAYITT!”

Ama bu cümleyi tek seferde çok net anlıyorum. Normalde ses tonunu ayarlayamayan, elini kolunu sağa sola çarparak ses çıkartmadan duramayan biriyim. Tüm bunları yapmamamın tek yolu nefes almamak. Nefesimi tutuyor ve Fehmi Hoca'nın yamacında sahneyi izlemeyi başlıyorum.

Her gün farklı meslek gruplarından pek çok insanla tanışıyoruz. Benim tanıştıklarım içerisinde (meslek grubu ayırt etmeksizin)  Fehmi Hoca, işini yaparken konsantrasyonu en yüksek insan! Evet, kamera önündekileri izlemek ayrı keyif, o başka ama reji masasının arkasındaki Fehmi Hoca’yı izlemek gerçekten muhteşem! Kamera kayıttayken kendisi de ekranın karşısında, oyunun içinde sanki. 

(Not 2: Bülent İşbilen’i Oldu Teşekkürler’den bu yana takip ederim. Rejisinin hastasıyımdır. Nedendir bilinmez, kendisinden biraz çekiniyor(d)um. Bunu set içinde söylediğimde “Ahahaha Bülent Hoca dünyanın en sıcak insanıdır, saçmalama!” dediler. Kuruntuda bir dünya markasıyım!)

Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim: Her hafta bölüm yorumumda emeği geçen herkese teşekkür eder, emeklerinin karşılıklarını almalarını temenni ederim. Çünkü alın terinin, zemzemden daha kıymetli olduğuna inanırım. Bedenleri haftanın 5 günü, günde 12 saat sette. Ama zihinleri 7/24 saat işlerinde. RESPECT! 

Çekimler devam ettikçe set ekibi de reji masasının başına toplanıyor. Acaba işlerine engel mi oluyorum kaygısıyla kendimi hazırlanma odasına kilitliyorum. Nurseli İdiz ve İlgi Beydili oradalar. İlgi Hanım setin makyözü. Nurseli İdiz'in saçı ve makyajı yapılırken sohbet de ediyoruz. Kendisinden, eski işinden bahsediyor, setlerden konuşuyoruz. Sohbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum.