Ak Yürüyenler'i sevmiyor ama onları
izlemeye doyamıyoruz! Peki bu korkunç fenomeni dünya gözüyle görmemize
vesile olan Onur Can Çaylı'yı tanıyor musunuz?
Game of Thrones'u pek bir
cazip kılan
Ak Yürüyenler'i tasarlayan
Onur Can Çaylı'yı,
CNBC-e arayıp buldu,
aklımıza ne geliyorsa bizim için sordu.
Biz de röportajı sizlere ulaştırmak için izin rica ettik, kırmadılar. İşte herkesin merak ettiği Onur Can Çaylı röportajı..
Onur Can Çaylı kim, bu işlere nasıl gönül verdi?
Liseyi bitirdikten sonra pek çok
vakıf üniversitesinden burs kazanmama karşın Hacettepe Üniversitesi,
Grafik Tasarım Bölümü'nüne gitmeyi tercih ettim. Üniversitedeyken
illüstrasyon ve resim üzerine yoğunlaştım sonrasında da hayalleri
ertelemenin bir anlamı olmadığına karar verdim ve hayallerimi
gerçekleştirmek için kolları sıvadım. İngiltere'ye taşındım. Yüksek
lisans eğitimi için San Francisco'yadaki Academy of Art’a kabul edildim.
Ve yine taşındım. Akademinin düzenlediği yıl sonu yarışmasını üç yıl
üst üste kazandım. Bu dönemde Hollywood'un önemli film şirketlerine iş
yapan Massive Black adlı firmada staj yapmaya da başladım.
Alanında fark yaratmak...
Parçası olduğum her proje, kendi
çalışmaların vizyonumu iyiden iyiye saplamlaştırmamı sağladı.
Çalışmalarım artık daha özgüni daha kişisel ve kendi kültürümden izler
taşıyan birer eser halini almaya başlamıştı. Hal böyle olunca da Oscar
Ödüllü yönetmenlerle çalışma şansım oldu. Akademinin son yılında Sony
Pictures’tan The Amazing Spider Man filminde çalışmak için teklif aldım.
Man in Black 3 projesini tamamladıktan sonra Dreamworks Animation’a
geçtim. Yine aynı dönemde Japon oyun firması Sega ve Marvel vs Capcom
oyunlarındaki belli karakterleri yaratarak, bilgisayar oyunu alanında da
tecrübe kazanmaya devam ettim.

Game of Thrones dışında beni...
En son olarak Marvel’ Comics'in
Avengers Age of Ultron uyarlamasında Vision karakterini, vizyona girecek
olan yeni Terminator filminde Arnold Schwarzenegger ve Sarah Conner
rolündeki Emilia Clarke’ın dijital modellemelerini yaptım. Angelina
Jolie'nin yönettigi Unbroken ve Hunger Games projelerinde de yer aldım. Ama kariyerimin en özel projesi,
yönetmenliğini bir arkadaşımın üstlendiği Kısa Animasyon dalında Cannes
Film Festivali'nde ve Oscar Ödülleri'nde aday gösterilen Pasteurized ve
Nieta isimli projelerdir. İkisinde de öncü tasarımcı olarak yer
almıştım. benim için en özel olan ödül ise Unesco’nun Piri Resi Yılı
ilan ettigi 2013’te düzenlenen uluslararası resim yarışmasında
kazandığım birincilik.
Game of Thrones ile kesişen yollar...
Dreamworks'ten sonra çocukluğumun
oyun firması SEGA için Sonic oyununun karakterlerini 3d ortamda
yarattım. Bu tecrübe çok keyifliydi ama sonrasında tekrar film sektörüne
dönmeye karar verdim. O dönemde Game of Thrones’ta çalışmak istiyordum.
Sektöre döndüğümde Game of Thrones'tan teklif gelmemişti ve bir anda
hayalini kurduğum şey karşıma çıkıverdi. Kısaca bu durumu "bir şeyi çok
istersen o sana gelir" sözüyle özetleyebiliriz. Sanırım bu durum bana
sıkça oluyor; bir şeyi çok istediğim zaman o bana geliyor.
Dizinin en sağlam takipçisi
Game of Thrones özel bir proje ve
dizinin ruhuna ait işler çıkarabilmek için diziyi çok yakından takip
etmem gerekiyor. Edebi bir kaynağa dayandığı, alt yapısı ve hikayesi çok
başarılı kurgulanmış bir eser olduğu için görselliği oluşturmak da
projede yer alan sanatçıların başarısıyla doğru oranda gelişiyor. Game
of Thrones'un çok özenli çalışılarak hazırlanmış bir yapı. Karakterleri
canlandıracak oyuncuların seçiminde kurgusuna, görsel kimliği çok iyi
oturmuş bir proje. Hal böyle olunca hem üzerinde çalışırken hem de
izlerken bana büyük keyif veriyor.
Favorisi...
Peter Dinklage'ın oyunculuğuyla,
Tyrion Lannister karakterine olağanüstü bir ruh kattığını düşünüyorum.
Ya da Samwell Tarly'yi canlandıran John Bradley... Gerçek hayatta
Samwell gibi bir dostum olsun isterdim mesela. Herkesin Joffrey
Lannister karakterinden ne kadar nefret ettiğini ve ölümünden sonra “ohh
be adalet yerini buldu, iyi oldu” dediğini biliyorum. Bunun arkasında
karakteri ortaya koyan başarılı bir oyunculuk olması yatıyor, bu nedenle
insanlar bu kadar yoğun duygular besliyorlar. Tüm karakterleri bir
bütünün parçası olarak görüyorum ve hepsinde sevdiğim, hoşlanmadığım
yönler var. Bizi diziye bağlayan şey de sanırım bu olsa gerek.

Ya Ak Yürüyenler? Onlara karşı hislerimizin arkasında ne yatıyor?
Bu işleri bir araya getiren,
kostümlerini şekillendiren büyük ekipler var. Ak Yürüyenler'in
başarısındaki krediyi sadece kendim alamam. Bir çok sanatçı bu bir arada
çalışıyor, tasarımlar yapıp, Ak Yürüyenler'i ekranda görünen aşamaya
getiriyoruz. Sadece benim elimden çıkan bir iş değil yani. Burda üretim
bandı gibi çalışan bir ekip söz konusu. Ben bu yaratım sürecinin içinde yer
alan bir sanatçıyım. Konsept çalışmasından, modelleme, renklendirmeye,
teknik kısmıyla, yönetim ve sanat yönetmenliği alanlarıyla bir ekip
olarak ortaya çıkan bütünü tamamlıyoruz. Bu benim başarım demem diğer
sanatçılara yapılacak bir haksızlık olur. Benim bu karakterdeki işim
karakter tasarımı, modelleme, renklendirme ve render'dır. Bu konuda
çalışan bir çok sanatçıyla bunları bir araya getiriyoruz.
Tarık Mengüç'ten ilham alınmamış.
Ak Yürüyenler'i Tarık Mengüç'e
benzeten sanırım bir kişi oldu. O da o kişinin hayal gücünün
genişliğiyle alakalı bence. Ben pek benzetemiyorum. İnsanların görsel
zenginliği maalesef kirletilmiş olabiliyor.
Röportajın devamı için tıklayınız!
Kaynak: cnbc-e