NICHOLAS BRAUN: “İlk sezonda tüm ailenin
Santa Fe’de toplandığı anda olmadığım için üzülmüştüm.”
• Benim de inandığım bir şey
olan ve çoğunluğun düşündüğü bir gerçek var ki bizleri biz yapan unsur
çocukluğumuzdan gelen travmalarımız. Ancak Greg’in ailesine dair hiçbir done
görmedik bugüne kadar. Nasıl bir geçmişi var bilmiyoruz. Eğer bunun üzerine bir
flashback çekilmiş olsa Greg’i nasıl bir aile içinde, sahnede görürdük?
Greg,
tek çocuk. Babası annesinden ayrılmış. Babasını hayatını kapalı yaşayan bir gay
olarak düşünebiliriz. Greg’in hayatında baba ve anne figürü olmamış. Haliyle
kimse ona yol göstermemiş. Ancak bununla birlikte “tek çocuk olma”nın getirdiği
çok fazla verilip korunma durumu ve herhangi bir zorlukla karşılaşmama
handikapını da yaşamış. Bu nedenle de tam olarak bundan kaçmak ve New York’a
gitmek istemiş Greg. Berbat bir aile de olsa en azından birlikte bir şey yapıp
yemek yiyebildikleri için Roy Ailesi’ne dahil olmak istiyor. Logan’ın, Şükran
Günü’nde kızılcık sosunun olduğu teneke kutuyla ailesine ve çevresindekilere
saldırmış olması bile onun için bir şey ve kıymetli.
Basın
toplantısının hemen akabininde tüm ekip New York’taki Jazz at Lincoln
Center’daki galaya katılacak olduğu ve de Nicholas Braun, 4 saatlik toplantının
finaline kaldığı için hepimizin ona tek soru sorma şansı oluyor. Ve konu Şükran
Günü sahnesine gelince akabinde Braun’a dört sezon içinde kendisine en acı veren
ana geliyor. “En acı verici sahne kesinlikle 2’nci sezon 4’üncü bölümdeki su
topu sahnesiydi. Çok zorluydu ama aynı zamanda benim için en eğlenceli gündü.
Bununla birlikte yine aynı sezonda 10’uncu bölümde savunmamızı yaptığımız
mahkeme sahnesi benim için en özel anlardan biriydi. Çok önemli bir sahneydi.
İlk sezonda 7’nci bölümde tüm ailenin Santa Fe’de toplandığı sahnede olmadığım
içinse ciddi anlamda üzülmüştüm.” cevabıyla konuyu aydınlatıyor Braun.
Greg’i
Greg yapanın naifliğini korumasına bağlayan oyuncu Tom ile Greg arasındaki
muazzam dinamiğe dair de tek bir söz söyleyerek noktayı koyuyor: “Tabii ki de
Tom, Greg’den daha iğrenç.”
Setin
son günü sorulduğunda ise Nicholas Braun şu yanıtı veriyor: “İlginç bir gündü.
Sezon harikaydı, iş harikaydı ve ‘Evet, bitirelim artık. Her şey çok iyi’
kafasındaydım. Ve son dakikaya kadar bardağın dolu tarafından bakmaya devam
ettim. Ancak hepimizin adlarının tüm ekibin önünde söylendiği an dibe vurdum.
Çok duygusaldı. Bu ekiple çalışmayacak olmanın ne kadar üzücü olduğunun
idrakine vardım. Benden önce kalkan ve hepimizden sonra giden devasa bir ekiple
çalıştık. Hepsine çok minnettarım. Ve tabii ki en büyük minnetim 6.5 yıl içinde
tüm hayatımı değiştiren Jesse’ye (Armstrong).”
Dizi
devam etseydi Greg’i yönetim kurulunda görebileceğimize inanan oyuncu, onun
ahmak biri olmadığının altını çiziyor. “Greg, ahmak biri değil. Sadece her şeyi
o kadar çok bilmiyor. Bence hem iş hem de siyaset dünyasında çok fazla Kuzen
Greg var ve bulundukları odalarda varlık sürdürmelerine nasıl izin veriliyor
bilmiyorum.” şeklinde düşüncesine açan Braun’un ve de basın toplantısının final
cümlesi ise dizinin sadece 2 gün
sonra izleyeceğimiz yeni sezonuna yönlendirme yapıyor: “Succession’ın 4’üncü
sezonunu tek kelimeyle nasıl mı özetlerim; ‘Sadece kargaşa’.”