Berna Koraltürk: Işık gibi aşk da beni aydınlatmalı, parlamalıyım!

● Senaristler “Berna, Uraz’la olan bir sahneni senin yazmanı istiyoruz” dedi. Nasıl bir sahne yazardın? Aslında zaten çok eğlenceli sahnelerimiz var ama bir yerde kaybolma hikâyesi yazabilirdim. Böyle Survivor mücadelesi gibi bir hikâye olacak. Tabii ben yine topuklu ayakkabılarımlayım. Bence çok komik bir resim.

● Pazarları AB grubunun lider dizisi ‘Baba Candır’. Reytingleri takip ediyor musun sen de?
Bir iş başarılı olunca onun başarısını takip etmek istiyorsun. Bir de gerçekten çok severek yaptığımız bir iş, gözbebeğimiz gibi. Durum böyle olunca pazartesi günleri “acaba reytingler ne oldu?” deyip bakıyorum.
 
● Diğer dizilere bakma şansın oluyor mu?
Hiç izleme şansım olmuyor. Sadece denk gelirse ‘Kiralık Aşk’a bakıyordum. Elçin Sangu’yu çok beğeniyorum. Dizinin renkli olması hoşuma gidiyor. ‘46’yı da ne yapıp edip, internetten de olsa izlemeye çalışacağım. Bir de ‘Baba Candır’ı izliyorum. Bu arada kendi performansıma bakayım diye değil, bayağı izleyici gözüyle seyrediyorum. Hatta benimle ‘Baba Candır’ın fanı diye dalga geçiyorlar (gülüyor).
 
● Oyunculuğunla ilgili en çok neye sinir olursun?
Enerjimi yükseltmem için bir şekilde dışa bağlıyım. İçten ateşlemeyi başardığım zaman güzel olacak.
 
● Özeleştiri yapar mısın?
Özeleştiri yaparım ama çok da eleştiri kabul eden biri değilim. Tülay Abla (Bursa) arada “şurada şunu çalışabilirsin” gibi yorumlar yapar. Bu tür eleştirilere kapalı değilim. Zaten Tülay Abla’yı sarıp sarmalayasım geliyor. Bir eleştirinin benim için kullanılabilir olması gerekiyor. İşime yarayacaksa alırım, öteki türlü kulağım kapalıdır.
 
● Hangi replik veya romandan alıntı söz, şarkı ve film sahnesi unutulmazındır?
‘Motosiklet Günlükleri’ filmi, replikler açısından unutulmazımdır. Nazım Hikmet’in ‘Kedi ve Ben’ şiirini çok severim. ‘Pulp Fiction’da dans ettikleri sahnedeki şarkı da unutulmazdır benim için.
 
● Bir röportajında “Erkeklere pek güvenmem” demişsin. Bu durum hâlâ geçerliliğini koruyor mu?
(gülüyor). İnsanlara güvenmeyi severim; o yüzden “kim nasıl mutluysa öyle yaşasın” yeni mottom.
 
● Peki, âşık Berna nasıl birine dönüşüyor?
Bence aşk dünyanın en güzel duygusu ve birçok şeye aşk duyabilirsin. Bunu kısıtlamadan yaşadığın takdirde de o kadar çok şey öğrenip derinleşirsin ki için yaşam sevinciyle dolar ve yaratıcı olup üretirsin. Acısı bile besler insanı ama ben drama oluşturmaktan hoşlanmam pek. O yüzden duygularımın bana özel kalmasını daha çok severim. Hisler konusunda çok paylaşımcı değilim. Işık gibi aşk da beni aydınlatmalı, parlamalıyım.
 
● Röportajlarda bir sürü soru cevaplıyorsun. Hayatında kendine sormaktan korktuğun ya da bir türlü cevabını bulamadığın soru nedir?
Kendime sormaktan korktuğum şey hâlâ benim için bir korku olarak varlığını sürdürüyor ama sormamı da engellemiyor. Korku dolu bile olsa bazen cevap bulmaktansa onu araması kesinlikle daha keyifli. Beni ben yapıyor. Ve Berna, bu cevaptan sonra soruyu söylemeden gitti (gülüyor). Şaka bir yana o da bende kalsın.



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER