Harem cephesi ise henüz bize yeni bir şey verebilmiş değil. İsyankar Anastasia, hasekilik hayalleri kuran Mahfiruz, fingirdeyen cariyeler, bir üst tabakada ise Safiye Sultan ve Handan Sultan'ın restleşmeleri... Tabii Safiye Sultan'la Handan'ın (Handan'a sadece ismiyle hitap etsek olur mu, zira pek Sultanlık bir yanını göremedik) Gözyaşı Sarayı dekorasyonu savaşına bayıldığımı söylememe gerek yok. Safoş'cuğum (vallahi bunu ilk yazar arkadaşım Duygu Tombak dedi, ben onun kurbanıyım) Handan'ı her müsabakada alt eder. "Bizzat ilgilendiğin iyi olmuş, zira orada oturacak biri varsa o da sensin" dedi. Bu arada Hülya Avşar'a hala ısınmaya çalışıyorum. O da belli ki Safiye Sultan'a alışmaya çalışıyor. Alışma evresinin atlatılıp bir an önce sağlam laf sokmalara geçilmesini dört gözle bekliyorum. Yalnız bu hafta düşündüm de Safiye Sultan'ı bir başkası oynasa bu kadar ışıltılı olamazdı, düşünsenize...

"
Üç numaralı Valide Sultan duruşumu da takınayım."
Handan'sa kafasını arşa kadar kaldırsa da yine Sultan değil yine Sultan değil. Hayır, oğlunun tercihinin bile farkında değil. Anastasia'yı ilk mülakatta eledi. Ayol Ahmed kıza "sen isteyinceye dek bekleyeceğim" bile dedi. Tabii tek başıma bekleyeceğim sözü vermemişti. Handan Mahfiruz'la başarı kazanmış gibi görünse de bu bir zafer değil. Ahmed Anastasia'sı için sadece bahçesine yaseminler ekmiş değil, aşkın ilk tohumlarını da kızın gönlüne ekmiş, filizlenmeleri yakındır. Arada bir Alex krizi de yaşanacak, sonrası bal börek. Üstelik Anastasia ile olmak belli ki Ahmed'in farkındalığını da yükseltiyor. Kardeşini celladın elinden kurtarışı o çakan şimşeklerle yüzüne düşen ilk yağmur damlasının marifeti değil sadece... Ama ah Ahmed! Keşke çok daha önce ıslanaydın o yağmurda da Mustafa'cığın kaderini böyle karanlık yazmayaydın...
Sona doğru bir de Aslıhan Gürbüz'ün Hayriye Sultan'ından bahsetmek gerek. O ve Gölge Hatun'un sessiz oyunu (bu arada Gölge Hatun'u Londra doğumlu müzisyen Sasha Perrera canlandıyormuş.) şimdilik benim için haremin gözdeleri... Cennet Hatun'sa hala Fatmagül'ün kostümlü yengesi.
Muhteşem Yüzyıl Kösem ikinci bölümünden bana kalanlar böyleydi. Kulağımda Mustafa'nın çığlıkları, çocukların oyun kabiliyetine hep hayrandım. Mustafa'yı kusursuz canlandırarak devleşen minik Alihan Türkdemir'e umarım bu sahneler zarar vermemiştir dileğimle, haftaya görüşmek üzere...
***Yazımın başlığını, bölüm yayınlandığı sırada Ranini'nin RT'lediği Macide Erkılavuz'un yazdığı tweet'den alıntıladım, daha iyi anlatılamazdı. ***