En korkulu kabusunuz nedir? Sınıfta çıplak
olduğunuzu fark etmek mi mesela? Ya kabuslarınız gerçek olursa? Bir gün
uyandığınız dünya, ülkeniz, hayallerinizin ötesinde, kabuslarınızın karasına
bulanmışsa. Ne yaparsanız? Tabii ki Doktor’u çağırırız (gerçekte de mümkün olsa
keşke).
Savaş herkesi çirkinleştirir.
Doctor
Who’nun
bu sezonunda yaşananları, Türkiye’de yaşananlara çok benzetiyorum. O nedenle, Osgood
videoyu “yoksa sonuçlarına katlanacaksınız!” diye bitirdiğinde daha da ürperdim.
Yetkililer, Zygon’larla ilgili Doktor’a “Bizi
çok zor durumda bıraktın Doktor” dediğinde; Doktor’un “Evet, biliyorum. Buna ‘Barış’
diyorlar” demesi size de son bir kaç aydır ülkece yaşadığımız durumları
hatırlatmadı mı? Barış zor bir durumdur çünkü karşılıklı fedakarlıklar gerekir.
Savaş ise bizi en temel içgüdülerimize götürür, basittir: Kır, dök, parçala!
Sonuçlarına katlanabilecek misiniz?
Özel harekâtlar, kim kimdir bilinmeyen zamanlar…
Düşman kim, dost kim? Barış adına söylenenler ve yapılanlar. Bu bölüm polis
şefi ile annesi arasındaki konuşmalar gibi:
“Don’t let them trick you! Don’t kill me because I
don’t remember!” Bence kılavuzumuz bu olmalı.
Diğer sayfada devam edelim ^.^