HYT 201: Fırsat Maliyeti
"Dedem!"
Can’ı pamuk gibi kalbi olduğuna inandığım kadar gözü karalığına da inanıyorum. Rest çekmekten korkmuyor. Gerçek anlamda “kaybetmenin” ne demek olduğunu bilmediği için olabilir. Annesi, babası, Elif, Murat, Handan, bu isimlere ilave olarak kariyeri, emekleri… Elindekileri çok hor kullanıyor bu çocuk, çok! Tüm bu saydığım isimlerin tek istisnası İsmail Dede!

Yaaaa İsmail Dede! Çok seviyorum onu! Hani bazen öyle şeyleri, öyle zamanlarda söylüyor ki sanki birisi kalbimi gıdıklıyormuş gibi oluyorum. İçime işliyor resmen! İzlediğimiz on beşinci bölümde kırılan tabak ve kalp benzetmeleri ve "Evliliğin sahtesi olur ama aşkın olmaz." sözleriyle kalbimi gıdıkladın Dedeciğim. Hayattan öğrendiklerim madde 1948: Babaanneler, ananeler, dedeler ne diyorsa, ne giyiyorsa, ne yiyorsa aynısından!

Şirketi devretseymiş daha ekonomik olurmuş.

Murat’a gelince… Birinci bölümün birinci saniyesinden, on beşinci bölümün son saniyesine kadar tutarlı en adam! En baştan bu yana kartları hep açık oynadı. Sadece Ayşegül’e karşı değil. Elif’e ve Can’a olan tutumları hiç değişmedi. Olgun ve sakindi. Ayşegül’e “N’olur beni seeeeeevvvvvvv!” demedi; “Seni sevmeme izin misin?” diye sordu. Koşulsuz, şartsız Ayşegül’ün hep yanında ve ona destek oldu. Parça parça bakınca pek bir şey ifade etmiyor ama resmin bütününe baktığımda Murat’ın mutluluğu daha çok hak ettiğini düşünüyorum. (Bu bölüm romantikliğinin arş-ı alayı geçmesinin bir alakası yok. (ÇARPILDI.)) Muratçıyım’dan kastım Ayşegül ile Murat olsun değil; Murat mutlu olsunmuş, bunu bu bölüm anladım. Sosyal medyadaki kullanımıyla “ElMur” da olur ama Murat’ı üzmemek şartıyla. ^.^

(Unutmadan söyleyeyim Murat’ın, Ayşegül’ün Can’dan boşanabilmesine karşılık film sözleşmesini iptal etme teklifini çok adil buldum.)

Bu kıza yalnızlık hiç yakışmıyor yalnız, söyleyeyim.

Elif! Ah Elif, ah! Bu hırslı hareketlerin ne kadar tanıdık. Adeta bir déjà vu! Elif, Murat için aşkından ölürken, bir baktık ki meğerse Can’a karşı da boş değilmiş. Meğerse Elif’in için cepteki elmanın hiçbir önemi yokmuş; Mesele daldaki elmaymış. Peki, o daldaki elmalar bitince ne olacak? Beynini ve kalbini başkalarının hayatıyla doldurmasa ne kadar mutlu olacak aslında. Bu bölüm Murat’ın evine gidip-ki ondan önce Can’ın evine de gitmiş- Murat’a “Sen daha çok beklersin.” tutumu gerçekten Elif’e hiç yakışmamıştı. Çok da kötü bir şey söylemek istemiyorum ama kimsenin ahının kimsede kalmadığının canlı bir örneği gibiydi Elif. Murat’ın evinden bir hışımla çıktığında merdivenlerden yuvarlanmasına başka bir açıklama bulamadım.

Şefler yarışıyor. Şefler, şefle, şefl, şef, ŞEEEF!

Yorumumun buraya kadar olan kısmı biraz 14 bölümün değerlendirmesi + 15’e bakış gibi oldu. Şimdiiiiii herkes ceplerinizdeki misketleri çıkarsın, kimde neler var görelim!

Ayşegül’ü beklerken, aslında Ayşegül’ün romantik bir ortamda Can’ın yanında olduğunu öğrenen Murat,
Murat’tın evinden ayrılmasının ardından merdivenlerden düşen ve başına ne geldiğini bilmediğimiz Elif,
Hazırladığı tüm güzelliklere, itiraflara, pişmanlıklarına rağmen boşanma evraklarını imzalayan Can,
Ve elinde kâğıtlar, gözünde yaşlar, dilinde “Elveda canım (ya da Can’ım) kocam sözleriyle kalan Ayşegül.

Gecenin özeti.

Sözün bittiği yerdeyim. Bir maniniz yok ise haftaya yoruma yine beklerim!

Kurgu dünyayı gerçek gibi anlatan, bizi her saniyesine inandıran, zor ve uzun çalışma koşullarına rağmen elinden gelenin çok fazlasını yaptığına inandığım tüm ekibe kocaman sevgiler, teşekkürler. 

Not: Son sayfada İlişki Durumu: Karışık'ın 15.bölümünde dinlediğimiz Sezen Aksu'dan Elveda, Müslüm Gürses'ten Affet parçalarını ve 16.bölümün fragmanını bulabilirsiniz. :) 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER