Şanssız, yalnız bırakılmış bir çocuksunuz. Yetimhanede
büyümüş, hayata tutunabilmek için çok çaba sarf etmişsiniz. Zor bir çocukluk geçirmişsiniz. Ve gün gelmiş, öyle ya da
böyle kendi ayakları üzerinde durabilen biri olmuşsunuz. Derken bir gün biyolojik
babanız çıkıvermiş karşınıza. Tepkiniz ne olurdu?
Ben, kin tutabilen bir insanım. Beni bırakıp giden,
umursamayan bir adam biyolojik babam dahi olsa koşup boynuna atlayamam. İçimden
sımsıkı sarılmak geçse de kendimi tutar, sorarım hesabını. Hoş ben sıcak
evimde, yan odamda annemle babam otururken bunları yazıyorum. Terk edilme
psikolojisinden çok ötedeyim, ne desem eksik kalır bu yüzden. Ama kendimi
Gönül’ün yerine koymaya çalışıyorum da her açıdan zor, her açıdan sancılı bir
durum. Gönül’ün babasına karşı duruşu nasıl normalse, başı sıkıştığında ilk
yardım istediği kişinin babası olması da o kadar normal. Bu durumda Gönül’ün
babasını süründürmesini istediğim kadar babasının sıcaklığını hissetmesini de
istiyorum aslında. Karışık düşünceler içerisindeyim anlayacağınız...
Kürşat’ın sevdim dediği kadını yüzüstü bırakması, çocuğunu
arayıp sormaması zaten yeteri kadar can sıkıcı bir durumken bir de üzerine silahların bu kadar sık kullanılması eklendi. Yusuf’un çocuğunu öldüren Kürşat,
Kürşat’ın asıl düşmanı Yusuf’un babası. Bu meseleye temkinli yaklaşmakta fayda
olsa da hiçbir sebep evi tarayıp küçücük çocuğu öldürmeyi haklı çıkarmaz.
Kürşat’ın aklına estikçe ev basıp silaha başvurmak gibi bir huyu var. Ve
ben bundan rahatsız oldum. Kürşat'a karşı inanılmaz mesafeliyim.
Gönül’ün annesinin hikayesini dinlemek istemesi, sandalyeye çöküşü, gökyüzüne baka baka annesiyle dertleşmesi, yetimhane günlerine dönüşü, gizli yeri… Çok güzel sahnelerdi, çok; gönlüne sağlık Gökçe Bahadır!
Dramada anne-çocuk çatışmasındansa baba-çocuk çatışmasını
izlemeyi tercih ederim. Hatırla Gönül de ‘baba olmak’ meselesine şık dokunuşlar
yaparak hikayesini açıyor. Ve babalar ve evlatları arasındaki ilişkiler beni çok
heyecanlandırıyor. Yusuf ve babası arasındaki mesele hala muamma. Tek bildiğimiz
Yusuf çocuğunu babası yüzünden kaybetmiş. Şimdilik yapabileceğimiz tek şey
tahmin yürütmek.
This is Spartaaaa!
Gelelim Tekin ve Mazhar Bey’e. İki haftadır tanıdığımız
kadarıyla Mazhar Bey sevmeyi bilmeyen bir adam. Çocuklarını bir hata olarak
gören, sevgi gösteremeyen hatta belki kendi de sevgi görmemiş bir baba.
Mazhar’ın babalığının altının kazınması sadece Tekin’i değil, Mazhar’a tanımak için
de önemli benim için.