Bir hayal kursam, içine seni koysam, hiç gitmesen…*

İz’le tanışırken Ömer’in çalışanı sıfatıyla değil de Ömer’in Defne’si olarak tanışabilirdin. Hepsi senin elindeydi. Senin bu yaptığına hem suçlu, hem güçlü deniyor. Adama “Sana çok aşığım, ölüyorum, bitiyorum ama ayrı olmalıyız.” deyip daha fazla acı çektirme. Madem oyunu da anlatamıyorsun, anlattırmıyorlar bari mutlu et. Sen de mutlu ol, biz de olalım. Ama ne önemlisi bir karar ver ve gözünü seveyim bu kez hemen vazgeçme. Başkalarına değil kendine bak. Keşke kendini Ömer’in gözünden görebilsen de değerini anlasan… Umarım bunun için çok geç kalmazsın…

 

Haftalardır yazamadım ama alkışlar, gizli kahramanımız Necmoş Bey’e yine. Karakter biraz ani de olsa o kadar güzel evrildi ve kendini buldu ki ekranda gördükçe İz görmüş Koray gibi bir sevinç, neşe, umut doluyor içime. Maşallah nazar değmesin. Neriman’la da barışmalarına çok sevindim. Bu ayrılık fazla bile uzadı ama Neriman karakterinin de değişimi için atılmış bu temeller. Onun da evrimini ve geçireceği değişimi merakla bekliyorum. Defne’ye bu kez gerçekten yeğeninin mutluluğu için akıl veren bir Neriman izleriz belki. Kim bilir…

Beni de dinleyin :((((

 

Bu dizideki her karakter biraz daha iyiye doğru geçiş yaparken senin yaptığın şey oldu mu şimdi Sinan? Her insan hata yapabilir tamam, ama senin bu yaptığına ‘’dost kazığı’’ deniyor. ‘’Hep Ömer’in istediği oluyor, en çok onu seviyorsunuz, beni de sevin, ben de Nişantaşı çocuğuyum!’’ tarzı Burhan Altıntop davranışın sana hiç yakışmadı. ‘’Ben senin için Defne’den vazgeçtim!’’ cümlesini ise duymadım farz ediyorum. Sen vazgeçmesen ne olacaktı? Cidden, şu güne kadar seni savunup durdum ama bu yaptığının açıklaması yok be Sinan! Ömer’in ortağın olmasını, arkadaşın olmasını geçtim emek verdiği kendi çizdiği şeyleri rakibine vermenin açıklaması yok. Aslında var da ezilmişlik, kıskançlık gibi tanımlamaları senin isminle bir arada kullanmak istemiyorum. Senden hala umudumu kesmiş değilim çünkü.  Herkes ihanet edecek olanı Yasemin diye beklerken Sinan olması sürpriz oldu gerçekten. Güzel düşünce.

 

Şu yukarıda görmüş olduğunuz ‘’uyum’’ sahnesi ise ‘’Kiralık Aşk’ta izlediğim en güzel sahneler’’ listemin Top 5’ine çoktan girdi bile. Aşkı anlatmak için büyük büyük sahneler yazmaya gerek olmadığını o kadar güzel anlattılar ki bize, izlerken mest oldum ben. Oynayanın da, çekenin de, yazanın da emeklerine sağlık.

 

Güzel duyguları iliklerimize kadar hissettiğimiz, iki saatliğine de olsa bizi –en azından beni- mutlu hissettiren bir bölümü geride bıraktık. Emeği geçenler var olsunlar. Geçen hafta da söylemiştim 18. bölüm tam doğum günüme denk geliyor. Bölümlerden umudumu hiç kaybetmiyorum ama bu kez daha fazla bir beklenti içine girdim. Hayırlısı…

 

Kitapkurdu