Efsun çelişkileriyle, çatışmalarıyla ve buna rağmen ufacık da olsa filiz veren
vicdanıyla beni bu bölüm çok etkiledi. İzleyicinin ayarlarıyla oynayan, sürekli
“hak vermekle” “nefret etmek” arasında bizi tenis topuna çeviren bir karakter.
Oyuncu olarak da böyle bir karakteri oynamak büyük şans. Hakkını veriyor her daim,
farkındayız.
Hülya gülüyorsa korkmalı mıyız?
Hülya’nın kundaklama konusunda fikrini ve zikrini biliyoruz. Ama bu sefer bu işi kendisi değil, tek bir telefonla
başkasına yaptırdı ve “Gelincik Yokuşu” sayfasını kapattı. Vay be! Ahu Sungur’un
turkuaz elbiseyle harika gözüktüğünü söylemeden geçemeyeceğim.
Ellerinizi açıp bir Fatiha okusaydınız bari adama.
Sultan’ın
ettiği bazı lafları buraya yazıp kalanını zamana bırakmak istiyorum. Biraz
kafaları karıştırmak iyidir. Efsun’a “Sen benim parçamsın.” dedi ve ardından “Ben
evlat büyütmedim.” dedi. Doğurmadım demedi! Bak şimdi görüyor musun! Ne demek
istedi ki?!
Adını "Hasret" koyanda kabahat!
Hasret
her sahnede gözlerimi yaşarttı. İçime işledi yaşadıkları. İclal Aydın bu
duyguyu bize geçirme konusunda gerçekten başarılıydı. Onun naif ve duru
tavrında bu dram müthiş duruyor.
Gözün öyle hep uzaklarda olsun.
Sanırım
en az içime sinen kısım Larissa Gacemer ile ilgili olan kısımdı. Ateş – Bahar
ilişkisine o noktada atılan bu düğüme pek inanmadım. Yani kaygılanmadım. Sanki
hikayede çok yer kaplamayacak gibi duruyor. Ama tabii, ortada bir çocuk var ve
işin bu kısmı düşündürücü. İlerleyen bölümlerde bu noktaya daha çok temas
edildiğinde eminim paniğe kapılacağız.
Bu
dramanın yapısı öyle enteresan ki, her bir karakter ayrı bir dünya. Derinliği,
kapladığı alan muazzam. Çekip çekiştirdiğin yerden kopmayan, matematiği ve ruhu
müthiş bir hikaye. Senaristine inanılmaz bir alan yaratıyor. Çapı ve kapsama alanı geniş.
Bölüm
sonuna koyulan fragmanı alışkanlık haline getirmeliler. Çok etkileyici oluyor.
Ama tabii ki stoklu çalışılmadığı için bu her zaman kolay olmuyor, farkındayım.
Kalk yerine yat diyeceğim ama burası pek güzel

Hülya geçmiş buralardan anlaşılan!
Bu bölümde mekanlar, kostümler,
sofralar çok özenliydi. Özellikle Gelincik’teki evin yangın sonrası hali çok
etkileyiciydi.
Beklediğimize,
özlediğimize, izlediğimize değmiş. Sağ olun, var olun.
Emeğinize
sağlık...