Güneş'in yani Türkan'ın arandığı ilanda Dargı soyadı
güzel bir detaydı. Bildiğiniz gibi Güneşin Kızları dizisinin senaryosunu Deniz
Dargı ve Cenk Boğatur kaleme alıyor. İyi ki! İlan ortaya çıktı ve benim komplo
teorilerim de suyun yüzeyine bıraktı kendini. Zafer'in Peri'ye olan ilgisi
gösteriyor ki o gerçekten de Peri'nin babası. Ama ikizlerin durumunda bir
karışıklık olduğu kesin. Onların babasının Zafer olduğunu artık hiç
düşünmüyorum.
Bu aralar hiç bedel ödetmedim canım çok sıkkın Güneş...
Bu hafta görece daha düşük bir tempo izledik gibi
geldi bana. Oysa ki gençlerin ağırlıkta olduğu sahneleri çok sevdim. Ama
Haluk'un geri planda kaldığı, öfke krizleri geçirmediği bölümler bende boşluk
yaratıyor. Bu gidişle onun psikopatlıklarına bağımlı olacağız gibime geliyor. Haluk yoksa her şey eksik, Haluk varsa her şey tamam!
Oyun başlasın!
Ali'nin beklenmedik öpücüğü ve Selin'in intikamı
gelecek hafta acı olacak. Ama umarım bu döngüye kapılıp gitmeyiz. Yani Ali
hamle yaptı, Selin onu sertçe karşılayacak sonra Ali tekrar içine kapanacak
filan gibi bir kısırlıktan bahsediyorum. Umarım hızlıca AlSel aşkına giriş
yaparız da karşımıza çıkan tek sendrom Haluk kişisi olur. Böylesi daha zevkli!
Savaş ve Nazlı ise çoğu sahnede neden ilkokul
flörtlerinden hallice onu anlayamasam da aralarındaki gidişat güzel. Nazlı'nın
sorgulaması zekice ve doğru bir davranış. Zira bende Savaş'ın gözlerinde
Nazlı'ya karşı tutku göremiyordum. Ta ki Nazlı sevdanın son vuruşunu yapıp
Savaş'ı gözüne far tutulmuş tavşan gibi öylece bırakana kadar... Melisa çat
diye çıkmış gelmiş kaç yazar, bu saatten sonra ipler Nazlı'nın elinde. Bakalım
mutluluğun yokluğu her iki çiftimizin aşkının varlığına armağan olacak mı? Gerisini
bekleyip birlikte göreceğiz.
Siz neler düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.
Güzel günler.