Kötü insanın en güzel özelliği nedir bilir misin? Ona
kimse dokunamaz. Hayatın akıp giden trafiğinde herkes yanından geçer de kimse
görmez yüzünü. İyi olmalarını beklemeyiz, zaten beklenti eşiğimizi de yükselmeyiz.
İyi birinin değişimi sarsıcıdır ama kötüler öyle mi ya? Zaten sınavdan hep
sıfır alacaktı o, bardakla su içtikten sonra sanki hiç kirlenmemiş gibi
bulaşıklığa bırakacaktı nasılsa. Tanıyoruz onları dibine kadar. Ama seviyoruz
da işte, ateşlerini kucaklamak istercesine!
Gururu kırılan Selin'in kenara geçip başını öne
eğmesini beklemek aptallık olurdu, beklemedim. Ali'ye hançeri saplayacağını
bildim ama deniz olayında intihar girişimi olarak tasarladım bunu kafamda. Yokluğum
varlığına armağan olsun hesabı... Ama sonra işin rengi değişti. Selin
yaşadıklarının acısını rafa kaldırdı da Ali'nin gözlerine daldı sandım. Beni
bile kandırdın, helal olsun.
Didem güzel kız ama diziye dahil olduğundan beri ne
korktum ondan ne de acaba dedim. Anladık ki kızımız ufaktan yolcu... ''Kadın
kadına bunu yapmaz, yapmamalıydık!'' mesajının ufaktan veda sinyalleri olduğunu
düşünüyorum. Kötü ama şık kalalım hafızalarda, dostlar bizi hatırlasın.
Bir tek dileğim var, mutlu ol yeter Selin bakışı
Selin'in psikiyatriste içini dökmesi ama sonunda
bunun oyun olduğunu anlamak beni neden mi sarstı? O kadar yorgun hâle gelmiş
bir kızın bu kadar usta davranacağını hissedemedim. Tuğçe de beklenmedik anda
gelen kroşeyle yere devrildiyse bu sebeptendir işte. Bu hatta işler gittikçe
güzelleşebilir, uçurumlar derinleşiyor. Ama tek dileğim Emre'nin kalıcı olması.
Onu ilk kez bu hafta fazlasıyla benimsedim. Başından beri çok net bir adamdı
aslında. Dalga geçerken de, inceden Selin'e tutuşmaya başlarken de... Evet
doğru bildiniz, Ali'ye kızgınım hâlâ. Öyle filmi sonuna kadar izleyip sonunda
ekranı kapattırmak aşkın da mantığına ters, benim de. Üstelik internet gibi
saniyesi milyon tıka doğru süzülen bir mecrada salınan videoyu birkaç hack
numarasıyla silebileceğini düşünmek? İnternet alemini Mert'in doğum gününe
gelen birkaç bebeden ibaret sanmak? İnternete bir kez giren şey asla yok olmaz,
bunu bir kenara not düşelim...
Gözleri aşka gülen taze söğüt dalısın!
Nazlı aklını Savaş'la öylesine doldurmuştu ki bir an
kafatası çatlayacak sandım. Ama Burcu Özberk bu hafta her duygusunu güzel
aktardı, emeğine sağlık. Berk Atan'da ise nedenini anlayamadığım bir yorgunluk,
ne bileyim bir gerginlik sezdim. İlk öpücükte Nazlı'nın neredeyse burnunu
öptüğü için de tuhaf gelmiş olabilir tabii. Şaka bir yana beni en mutlu eden
finalde şaşırtıcı olan iki öpücüktü. Durun durun, onlara da geleceğim...