Bu hafta,
yine bir hafta sabırsızlıkla beklediğimize değen, çok güzel bir İlişki Durumu: Karışık bölümü izledik.
Eğlenceli sahneleri, bizleri alıştırdıkları standarttan aşağı inmedi ama bu sefer
Can’a o kadar kızgınım ki gözüm hiç onları görmüyor. Bir başlayayım, ne demek
istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Sayfa sayfa anlatacağım.
Cesaretli
insanlara bayılırım. Burada “cesaretli insan”dan kastettiğim insan grubu “cahil
cesareti”ne sahip olanlar değil elbette. Ne istediğini bilen, adımlarını ona
göre atan, kendi içinde kendisinin lideri olan insanlardan bahsediyorum. Örnek
ver derseniz Murat derim. Evet, Murat Soykan. Evet, evet, İlişki Durumu: Karışık’ın Murat’ı olan Murat Soykan!
İlişki Durumu: Karışık ‘ı izlemeye başladığımız ilk
saniyeden itibaren Ayşegül ile Can aranızda sıcaklığı hepimiz gözlerimizle
gördük. Ayşegül ve Can’ı çam ağacı gibi gözümüzde süsledik, püsledik, spreyler
sıktık, renkli ışıklarını yaktık. Tam geri sayıma geçecektik ki ağacımızdaki
lambalar nasıl ısındıysa, hepsi birer, ikişer patlamaya başladı. Ve baktık ki
patlayan lambalar hep Can’ın olduğu yerden. Çay bahçesinde bırakıp unutmalar, bir türlü önüne geçemediği Elif takıntısı ve bu takıntığının Ayşegül'ü düşürdüğü durumlar, emrivakiler derken sekizinci bölüm itibariyle hamilelik oyunu ve Ayşegül’e
karşı tutumu bardağı taşıran son damlalar oldu. Ağaç yandı, bitti, kül oldu. Can,
kendi kuyusunu kendisi kazarken, büyükşehir belediyesi de boş durmadı. Murat da
Ayşegül’e yavaş yavaş, tatlı tatlı yürüdü. Beraber gülmek, eğlenmek güzel, çift
olmanın da gereği. Ancak Ayşegül ile Can arasında adını bir türlü koyamadığımız
bu sıcaklığa bir isim vermek cesaret işi. Biz “Amannn, işin büyüsü bozulmasın!”
diye dolanırken, Murat tüm cesaretini topladı ve kılıcını çekti: Bundan sonra
Murat, Ayşegül’ü Can’ın elinden almak için elinden geleni yapacak. Aksiyona
gel!
Can biraz daha devam etseydi Murat beyaz ışığa doğru yürüyecekti.
Bir önceki
bölüm Murat’ı Ayşegül’den izin isterken bırakmıştık. Murat “Seni sevmeme izin
ver!” diyor; Can’da kulakları dört açmış gizli gizli dinliyordu. Murat, Ayşegül ile Can
arasındaki evliliğin sahte olduğunu bildiğini ise olgun bir dille ifade etti. Burada Murat'ın bu ayrıntıyı nasıl ve kimden duyduğunun zerre kadar önemi yok. Murat,
zaten ağır bir abi de, Ayşegül’den böyle soğukkanlı bir inkâr beklemiyordum. İyi
mi yaptı, kötü mü yaptı bilemeyeceğim ama seri katiller gibi takındığı soğuk
ifadeyi sevdim. İnkâr mekanizması tıkır tıkır çalışıyordu. Aslına bakarsanız
devamında Can’dan gelen triplere de şaşırmadım, şaşırmadık. Sadece Can’ın bu
tutumu, yani gerçekleri anlamak yerine durumu süründürmesinden, hoşlanmıyorum. Sürünen
işlerden nefret ederim. Her şey tak tak tak tak ilerlemeli. Yere mi düştün,
kalkabiliyorsan kalkıp devam etmelisin. Kalkamıyorsan sürünmemelisin. Can’ın
Ayşegül’e karşı tutumu sürekli ama sürekli sürünüyor. Tıpkı Elif’in genel
tutumlarında olduğu gibi.