Dokunmayın Maral'a...
Hasret kaldım sizlere desem yeridir. Maral: En Güzel Hikayem bölüm yorumlarımı okuyanlar bilirler; 11. bölüm yorumum ne yazık ki yoktu. Bunun sebebi ise ciddi bir rahatsızlık geçirmiş olmamdı. Bu süreçte iyi dileklerini ileten herkese sevgilerimi sunuyorum. Geri döndüm! Yalnız bu dönüş buruk oldu biraz. Sebebi elbette ki Maral: En Güzel Hikayem’in dün yayınlanmış olan sezon finali! Öncelikle bölüm çok güzeldi, bunu söylemeliyim. Bu yönden hiçbir hayal kırıklığım ya da üzüntüm yok. Esas problemim Sarp! “Hem severim hem döverim” kıvamında olacak biraz bu bölüm yorumum Sarp için. Ama ben önce izninizle Maral’dan bahsetmek istiyorum biraz.


Şu tip üzülür mü allah aşkınıza?

Eminim ki sizlerin de benim gibi her bölüm Maral’a olan hayranlığı biraz daha artıyordur. Olayları kontrol ediş şekli, sakinliği, her koşulda en doğru kararı vermek için çırpınması ve asla pes etmemesi… Şahane bir rol model. Luna’yla biribirlerini tamamladıklarını düşünüyorum, Sarp’la olduğunun aksine (o konuyu daha sonra uzun uzun konuşacağız). Bizim Maral’ımız bulunduğu yere kolay gelmedi. Hayal etti, çok çalıştı, uğraştı. Elde ettikten sonra ise asla değişmedi. “Değişti” diyenin aklından şüphe ederim zaten. Önceliklerini de bildi ve her adımını buna göre attı. Hal böyle olunca bu kızın yaşadıkları karşısında ben artık sessiz kalamıyorum. Bağıra çağıra “nedir yahu bu kızla derdiniz?!” diye Luna’yı basmak istiyorum diziyi izlerken (oynamıyor yaşıyor ve yaşatıyorlarsa demek).

Maral: En Güzel Hikayem’in sezon finalinde büyük bir kriz vardı malum. Bölüm bu kriz üzerine yaşananlar ve Maral’ın çabaları, çaresizlikleri üzerine geçti. Halis pastaneyi satmaya karar verir, yanlışlıkla mailde yazışmalarına Maral’ı da ekler ve Maral (the Supergirl) çözüm için ortaya atar kendini. Suya sabuna dokunmasa ne başı yanacak, ne de milyon tane problemle uğraşmak zorunda kalacak halbuki. Belki biz olsak böyle yapardık. Ama o Maral! Önceliklerini (yani sevdiklerini) görmezden gelip, onların üzülmesini ister miydi? Asla. Neler olacağından habersizdi ve bir kaosun içinde buldu kendini.


Luna'da sucuk ekmek qeyfi asdfghasdfh

Öncelikle şunu söylemeliyim ki öyle geliştirmiş ki kendini, hemen çözüm odaklı çalışmalarına başladı. Üstelik bu krizin arasında Sarp’ı da unutmadı ve gidemediği yemeğin telafisi için şahane bir sürpriz hazırladı Sarp’a. (O sahnelerde Hazal Kaya güzelliğine bir kez daha vurulduğum doğrudur). Bir aradayken rüya gibi olan bir çift… İtiraf edelim hepimiz bayıla bayıla izledik o sahneyi. A bir de bir sahne daha var ki! Neyse sonlara saklıyorum Maral ve Sarp’tan birlikte bahsetmeyi. Konumuz Maral. Sanki senelerdir Luna’da müdürlük yapıyormuş ve bu işi çok iyi biliyormuş gibi pastaneyi kurtarabilecek tüm çözümleri buldu. Belki biraz erken davranıp, enine boyuna düşünmeden icraate geçmekte acele etmiş olabilir yalnız. Muhsin Usta’ya hak verdiğim tek kısım buydu. Gün içinde birkaç kere gidip, her defasında farklı bir projeyle karşılarına çıkması kimin olsa aklını karıştırır. Ama bu kız daha çok yeni! Ve bu işte ne kadar iyi olduğunu, olabileceğini de kanıtladı. Ufak tefek dikkatsizlikler göz ardı edilebilir bence.


"Ne dedin sen, ne dedin sen!" by Muhsin Usta

Muhsin Usta demişken… Tepkilerini doğru bulmuyorum. Karşısında Maral olmasa, Halis olsa acaba yine aynı şekilde davranabilir miydi? Senelerdir verdiğin bir emek var doğru, zaten bu yüzden de sen düşünmelisin en çok pastaneyi. Maral “ne yapıyorsam pastane için” diyerek zaten tüyo veriyor aslında. Sen kaç yaşına gelmiş, tecrübeli bir adamsın hiç mi anlamadın? Maral’ın durduk yere pastaneyi küçülmeye götürüp, canı istedi diye de maaşlarınızı azalttığını mı düşündün ya da? Ayrıca pastane senin mi de “bana niye sormuyorsun” ya da “izin vermiyorum” gibi cümleler kurabiliyorsun. Ben bu konuda birazcık katıyım açıkçası. Seni severim usta, ama üzgünüm haksız görüyorum seni… Maral’ın seni kovarken çektiği acıdan da mı şüphelenip Halis’e yormadın? Bilsen ki Maral’ın seni kovma sebebi, diğerlerinin de işsiz kalmasını engellemek, o zaman söylediklerin için nasıl kahrolurdun kimbilir…


Şu sahneyi sessiz izlemeyi tercih edenler derneği başkanıyım


Yok böyle tango!

Şimdi gelelim Sarp’a… Tabii ki çok seviyorum! Zaten hal ve hareketlerine bu yüzden çok kızıp, üstünde duruyorum. Maral’la ikisini yan yana izlemeyi öyle seviyorum ki. Bu aşkın hak ettiği bu değil diye düşünüyorum Sarp’ın öfke kontrolsüzlüklerini, güvensizliklerini izlerken… Maral’ın pastane için yapmak istediklerini duyduğunda tepki vermesini, anlam verememesini tabii ki anlıyor ve hak veriyorum. Fakat daha önce de söyledim. Herkes çok Sarp’ın tanıyor olması lazım Maral’ı. Ne kadar üzgün ve çaresiz olduğunu gözlerinden anlaması lazım. Aşk her zaman konuşmak mıdır? Ne olduğunu bilmesen de, koşulsuz şartsız inanıp yanında olmaktır. Susmaktır gerekirse onunla. Ama o Maral “sana ihtiyacım var” dediğinde onunla tartışmayı, sonra bir müzik çalınca duygusallaşıp Maral’ın yanına koşmayı tercih etti. Önce sevindim, aklı başına geldi tamam dedim. Şimdi söyleyeceğim şeye kızacaksınız belki ama, Maral’a aşkını haykırdıktan sonra “şimdi ne olduğunu söyleyecek misin” gibi bir cümle kurması, sanki sırf öğrenebilmek için Maral’a yanaşıyor havası vermedi mi size de? Elbette öyle değildir. Ama o sahnenin büyüsüne ben inanmadım. Oysa biraz önce bahsettiğim, bir sahne var ki dediğim, tango sahnesi! Tutkulu, biribirine körkütük aşık bir çift görmüştüm ben orada… Saatlerce sürseydi... Saatlerce gözümü kırpmadan izleyebilirdim.


"Bak dur döncek şimdi gözüm, şimdi döncek" by Sarp

Sarp beyimizin bir de öfke problemi var bu arada. Yaşadıklarının hiç kolay olmadığını, intikam ateşiyle yanarken Maral için geri durmasını ve bunun onu bazen delirttiğini çünkü Halis’e bir şey yapamadığını… Bunların hepsini görüyor ve onu anlıyorum. Ama devamlı öfkeyle gözünün kararmasının bahanesi olarak göremiyorum bunları. Maral’a zarar vermemeye çalışırken aslında en çok ona veriyor zararı. Bir de kendine. Öfkeyle yaptığı her şeyin bedelini acı bir şekilde ödüyor ve bunu hala nasıl göremiyor? Görüyorsada düzeltmek için neden çabalamıyor? Önce Muhsin Usta’nın kovulduğunu öğrenince öfkeyle Maral’a gitti, -ki Maral gerçeği ve bu yaptığının nedenini açıklamasa Maral’ın da dediği gibi pişman olacağı bir sürü laf ederdi anlamadan dinlemeden. Yani anlamadığım sen bu kıza hiç mi sorgusuz sualsiz güvenemeyeceksin? Sonra da annesiyle konuşurken Halis’in Nilüfer’e yaptığı bazı şeyleri öğrendi (her bölüm yeni bir şey çıkıyor, bir bitmedi zaten) ve öfkeyle Luna’yı yaktı yıktı. Ucunun kime dokunacağını düşünmeden. Hadi Maral’ı geçtim, kendini düşün bari. “Öfkeyle kendimi yeyip bitirmeyi hak ediyor muyum” diye bir sor kendine bence.

Gelelim Sarp’ın bu yaptığı şeyin sonucuna… Ne bekliyordu bunu yaparken bilmiyorum. Maral’a mı güveniyordu nasılsa üstünü örter diye –ki örttü, Deniz cadısı sağolsun onun yüzünden ortaya çıktı. Halis görüntüleri gördüğünde tabii ki Sarp’ı işten çıkaracaktı. Toplantı odasına çağırıldığında bile rahattı, bir şey olmayacağından eminmiş gibi. Balım, Luna babanın malı doğrudur ama hani henüz bunu kimse bilmiyor ya, acaba sen bunu unutmasan mı şimdilik? Ya vallahi böyle devam edersen başına bir şey gelecek diye korkuyorum! Hem de Maral’ı yerden yere vuruyorsun diye çok kızıyorum. Seninle ben ne yapacağım bilmiyorum. Ya da Maral seninle ne yapacak.


"Önlüğümü atar giderim" by Sarp 2

Toplantı odasında, Sarp’ın kovulma sahnesinde içeriye girdiği ilk anda anlamalıydı Halis’in Muhsin için Maral’a yaptırdığı şeyi kendi için de yaptıracağını. Diyeceksiniz ki ne çok şey bekliyorsun. Aslında ben sadece Sarp’ın zekasına güveniyorum. Sevdiği kadının yüzündeki hüznü nasıl göremez aşık bir adam? Ya da nasıl inanır Halis ve Deniz’in yanında Maral’ın sarf ettiği sözlere… Hepsi Halis’in içinden geçirdiği, Maral’ı söylemek zorunda bıraktığı sözlerdi oysa. Bu konuşmanın sonunda Maral’ın dayanamayıp istifa edeceğini hepimiz biliyorduk aslında. Her zamanki gibi kendisine yakışanı yaptı ve değerlerini korudu. Diyeceksiniz ki madem istifa edecekti, neden Sarp’ı kovdu? Zaten Halis pastaneyi satmıştı herkes işsiz kalacaktı. Maral da tehdide pabuç bırakmayıp “kovarsanız kovun” deseydi… Demeyin yanılırsınız. Çünkü Aslı içindi. Maral, Sarp’ı kovdu ve istifa etti doğru. Aslı’nın hayallerini ise kurtardı…


"Kör olaydı gözlerim!" by Maral ve biz

Maral’ın kendi hayalleri ise, istifa edip Sarp’a koştuğunda yerle bir oldu. Sarp ve Alara’yı karşısında öpüşürken bulması Maral için bu bölümün en vurucu, en kuvvetli darbesi oldu. Benim ise hüznümün sebebi… Maral’ı bilmem ama, ben seni kolay kolay affetmeyeceğim Sarp. Bir sezondur izlediğimiz o masum aşka toz değdirdin. Ve bence hayatının hatasını yaptın. Bu saatten sonra Maral, Luna’ya geri dönüp “pişmanım, döndüm” dese yeridir. Ve umarım öyle yapar. Belli oldu ki sen biraz acı çekmeden Maral’ın değerini anlayamayacaksın. Çocukluğu bırakıp, büyümenin vakti geldi senin için. Umarım yeni sezonda seni daha sakin, ne yaptığını bilen bir adam olarak görürüz. Aksi takdirde Oytun’un tarafına geçeceğim. Kalbine, hassaslığına, istediği şeyi elde etmek için doğru yoldan şaşmamasına bayıldığım Oytun’un. Maral’ı koruyup, kollayan Oytun’un. Söyledim, yine söylüyorum, artık Oytun devreye, çizgisinden şaşmayarak, daha çok girmeli. Oytun’u görmek istiyorum. Sanırım arzuma kavuşana kadar her yorumumda bahsedeceğim.


"Yeni sezona çok fena hassas noktaya basma planlarım var çocuklar" by Deniz

Yazımın sonuna ise Deniz cadısını bıraktım. Her ne olursa olsun bu kadını sevdiğimi duymaktan artık sıkıldınız tekrarlamıyorum. Yeni sezonda sanırım daha akıllı ve adımlarını daha sağlam atan bir Deniz izleyeceğiz. Bugüne kadar yaptığı tüm planlar sonuçsuz kalmışken, yapacağını yaptı ve Alara planını başarıyla uyguladı. Bence Deniz’den korkmaya başlamamızın zamanı geldi. Hele de oğlunu artık göremezse, işte o zaman Maral’a yapabileceklerini ben bile düşünemiyorum. Çünkü şüphesiz bunu defileye bağlayacak. Bu arada “hassas nokta” tespitine ise bayıldım ve bu yolda bu felsefeyle ilerlerse neler olur merak ediyorum. Yalnız içimdeki hissi de söylemeliyim, Deniz ve Maral tüm bu çekişmenin sonunda bence çok iyi birer dost olacak. Deniz yaralı bir kadın ve bence Maral ilerleyen zamanlarda Deniz’in yaralarını saracak, kalbini yumuşatacak kendisine karşı. Ya da temennim böyle bilmiyorum.

İşin özü , Maral mutlu olsun istiyorum. Sarp’la birlikte… 
Ve tabii ki Sarp iyi olsun istiyorum…

Tüm temennilerimizin gelecek sezon gerçekleşmesi dileğiyle!

Görüşmek üzere…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER