Paris: Baltaların zamanı!
Vikingler geliyor!
Viking armadası Sen nehri üzerinden Paris'e yaklaşırken çalan çanlar Paris halkına korku salıyor ve felaketin yaklaştığını duyuruyordu. Kont Odo, Kral ile yaptığı kısa konuşma sonunda ya Viking'leri yenecek ya da bu uğurda öleceğini anlamıştı. Viking ordusu nehrin yukarısında kamp kurarken Rollo ve beraberindeki gemiler Paris surlarının etrafında dönüyor ve Paris askerlerinin arbaletlerinin menzilini ölçüyorlardı. Fransa'da sıradan bir sabah. Kral Charles karar vermekten aciz en basit konuları bile kızı prenses Gisla'ya danışıyor. Şehirde kalması konusunda prenses ısrarcı olmasa belki de çoktan kirişi kıracak.

Gitmek mi zor kalmak mı zor?

O sırada Wessex'de şeytanın ta kendisi kral Eckbert oğlu Aethelwulf ile dostu ve müttefiki kral Aelle'yi devirmenin hesaplarını yapıyor. Sıradan bir sabah, Aethelwulf hala Judith'i affetmemiş ve Eckbert bu yarayı kaşımaktan zevk alıyor, diğer yandan da gelinine sarkıntılık ederken onu ve Athelstan'dan olma bebeğini koruması için bir bedel olacağını belli ediyor. Sıradan bir sabah. Bu büyük seferde Paris'i görmüş olan Athelstan'ın yokluğundan Floki'ye serzenişte bulunan Ragnar, günahları için kendisini kırbaçlarken prenses Kwentrith'in ihanetini öğrenen Aethelwulf. Sıradan bir sabah elbet. Floki bu seferin anahtarı olacak. Surları aşmak için onun zekası şart.

Marangoz Floki zor durumda

Ragnar Floki'yi kumandan olarak atadığından beri sıradan olmaktan çıkan bir sabah, Paris için karmaşık bir plan oylanarak kabul ediliyor. Karadan ve nehirden eş zamanlı bir saldırı. Bir plan ne kadar karmaşıksa çuvallama olasılığı da o kadar fazladır oysa ki. Oysa Ragnar'ın kendi planı var her zamanki gibi. Wessex'te kral Eckbert oğlunu düzeni kurması için gönderiyor. Kattegat'ta Porunn anne olma fikrine alışamamış durumda o sırada Bjorn ise Torvi ile ilişkisine devam ediyor. Ragnar bir tepenin üzerinden Paris'e bakarken boynunda Athelstan'ın haçı var. Floki surları geçmek için aletler tasarlarken akıl ve mantıkla olan son bağları da yavaş yavaş gitmişe benziyor.  

Şuraya bir yere aklım düşmüştü gördünüz mü?

Aethelwulf'un Mercia kraliçesi Kwentrith'i ziyareti de satranç karşılaşması gibi hamle üzerine hamle, hop zehirli şarap, hop ültimatom, haydaa Ragnar'ın oğlu, hoppa babam kral Eckbert sizi çarmıha gerer, sonunda kimin kazanacağı neredeyse belli olmasına rağmen prenses Kwentrith bütün kozlarını oynuyor. Mercia kraliçesi olarak hayatta kalmak kral Eckbert gibi bir yılanın olduğu yerde pek de kolay olmasa gerek. Sonunda Paris önlerinde marangoz Floki'nin yüzen kuleleri hazır olduğunda Ragnar ve ordusu saldırıdan önce son bir kez şehre bakarken akşamın sessizliğini bozan çığlıklar Paris'in surlarından yankılanıyor.

Balta zamanı! Kılıç zamanı! Kalkanlar Çatlasın! 

Bir tarafta yağma ve zenginliğin peşindeki kuzeyliler diğer tarafta Kont Odo ve zaferin sonunda kavuşmayı hayal ettiği prenses Gisla.

Merhum Athelstan fransız kızları çok güzel demişti ama?

Hayatlarının en büyük yağmasına hazırlanan Ragnar ve arkadaşları için tanrıların neler planladığını bir sonraki bölümde göreceğiz.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER