Teknolojinin
nabzını daima yakından tutan The Good
Wife bu hafta da ABD’nin en hararetle tartışılan konularından silah
kontrolünü 3D yazıcılar açısından masaya yatırdı. İlk defa işlevsel bir 3D
yazıcı gördüm ve teknolojinin geldiği noktaya hayret ettim, yalan değil. Silahlar
dört saat içinde hazır oluyorlar ve plastikten yapıldıkları için detektörlere bile
takılmıyorlar. İnternetten aldığınız bir planla evinizde çalışan bir silah “basabilmeniz”
nereden baksanız tehlikeli bir şey. Zaten bölümde de bunu görüyoruz, silah aksaklık
çıkarınca Diane'in müvekkili sakat kalıyor. Onlar da tasarımı yapan kişiye dava
açıp peşine düşüyor. En çok para kimdeyse en yüksek tazminat da ondan koparılır
bakış açısı yeniden devrede anlayacağınız. Gerisi topun bir o sahaya, bir bu
sahaya gidip geldiği heyecanlı bir tenis maçı; günün sonunda kahramanın Kalinda
olduğu ve müvekkilin güzel bir miktar paraya konduğu…
Diane’in kocası Kurt
bizimkilerin davasına uzman tanık olarak geliyor. Diane için işine yarayan
adamdan daha seksi bir şey yok herhalde, 22’lik kızlar gibi heyecanla otopark
köşelerinde eğlenirken kalp krizi geçirecek, haberi yok. Bu ikilinin siyasi
farklılıklarının ilişkilerini zedelememesi, yine de aradaki o gerginliğin daima
hissedilmesine bayılıyorum. Her an patlayacak bir bomba etkisi yaratmıyor mu
sizce de?
Hastanedeki
Canning kızlarının böbreğini alacağı aileye bir güzellik yapmak istiyor, hisselerini
satıp parayı onlara vermeye karar veriyor. Mülkünün avukatı David Lee olunca
bunu yapmak pek de kolay değil tahmin edersiniz, o parayı yedirir mi?! Alicia, Canning’e
yardım etmeye karar verince öğreniyor ki aile parayı Hamas’a destek olup
olmadığı henüz kesin olarak belirlenememiş bir gruba bağışlamayı düşünüyor.
David’in bir terörist grupla ilişkilendirilmeye hiç niyeti yok. Peki seçimlerin
son düzlüğüne gelmiş Alicia’nın? Yine de Alicia’yı Canning’e içini dökerken, “kötü
çocuk” sorunlarını anlatırken izlemek çok keyifli. Bir ihtimal Canning Alicia’ya
kumpas kurup Hamas ile adını yan yana geçirerek seçimleri kaybetmesini
sağlamaya çalışmış olsa da… Eğer bu ihtimal gerçekse kesin en dişli rakibini
kaybedip tüm eğlenceden mahrum olmamak için yapmıştır, hak veririm.
Seçimler
demişken, Prady artık son kozlarını oynamaya başlıyor ve Peter’e kurşunları
yağdırıyor. En yumuşak karnı olan ırkçılıktan girerek büyük bir darbe
indiriyor. Prady’den çok da farklı düşünmeyen Alicia bu sefer körü körüne Peter’a
destek olmamaya karar vermişti ki Eli olaya el koydu. Bir kere daha politikanın
dürüst inançlarla hiçbir alakası olmadığını görmüş olduk. John yeni işi elinden
kaçmasın diye Alicia’yı Peter’a destek olmaya ikna etmeye karar verdi, Eli’ın
tehditleri sağ olsun. Ama babasından hiç de geri kalmayan bir Maurissa var ki
elimizde, her sahnesinde daha çok seviyorum. John’un karşısına dikilip “siz
yakışıklı erkekler ne kadar zayıf oluyorsunuz” deyip lafı tam gediğine
oturtmayı çok iyi biliyor. Oyum gittikçe Prady’e kayıyordu zaten, bu bölümde
inançları gereği boşanmanın yasak olduğu ve yeniden evlenmek ilk eş ölse bile
günah sayıldığı için bunca yıldır bekar olduğunu öğrenince adamcağız sempati
oyumu alıverdi. Bir de onu eşcinsellikle suçlayıp karalıyorlardı boş yere…
Biliyorsunuz, The Good Wife’ta asansör gördüğünüz an
kendinizi olacaklara hazırlamanız gerekir. Bu sefer de Alicia John’a olan
duygularına teslim oldu. Bu ilişki baştan ölü bence, gideceği hiçbir yer yok… Hele ki John'un ne kadar belkemiksiz bir adam olduğunu bu bölümde gördükten sonra. Aralarındaki sözde çekim en az bölümdeki silah kadar plastik geliyor bana, ısınamadım bir türlü. John aradan çıksın da, en azından Finn’in önü açılır belki. Bekliyoruz.