Bazen önümüzde birçok seçenek olsa da tek bir doğru yol
vardır. O yol zorlu da olsa, sonucunun neye varacağını biliyorsak bir an bile
tereddüt etmeden yolumuzda ilerleriz. Adnan doğru yolda mı? ‘‘Babanı öldürmeni istiyorum.’’ diyen Recep’e
tamam dedi. Baban yahu baban! O an seni kim tehdit etmiş, ne ile tehdit etmiş
umurunda olmaması lazım. Hatta bir anda elini silahına götürmeni bile bekledim
Adnan ama yapmadın. Yanlış adamla işbirliği yapmak canını acıttıklarından çok
eninde sonunda seni daha çok yakacak…
Çekilin yoldan geliyor Kenan Korhan
Kenan’ın Recep’in şantiyesini bastığı an, yerde kan görmesi
ve oğluna bir şey olduğunu sanması… Gözlerinde aynı anda acıyı ve öfkeyi gördüm
diyebilirim. Recep’in koltuğunu öyle bir sinirle kurşunladı ki o an o koltukta
Recep olsa yine aynı şeyi yapardı diye düşünüyorum.
Anneler hisseder ya Nisa Hanım’a da malum oldu. Gecenin bir
vakti kabustan uyanıp oğluna ulaşma çabası gerçekten çok etkileyici bir
sahneydi. Adnan’ın bu kadar çabuk babasına bir şey yapabileceğini elbette
düşünmüyordum ama Nisa Hanım ben böyle
düşünmezken bile içindeki korku ve telaşı bana öyle bir geçirdi ki, sabah ilk
iş Kenan’ın evine gidip oğlunu kanlı canlı ayakta görüp sarılınca ben de derin
bir oh çektim.
Kim kimin arasından çekilsin?
Nisa Hanım, Sedef, Yağmur… Ne güzel bu dizide hiç zayıf bir
kadın yok diyordum, hepsi güçlü ve dimdik duruyorlar, korkusuzlar. Geçen
bölümde sinyalleri aldım ki bu hikayenin zayıf bir kadını varsa, o kadına Betül
diyebiliriz. Tekin’in Yağmur’a olan aşkını biliyor, kendisini onun gibi
sevemeyeceğini de. Bu sefer kalkıp Yağmur’un ofisine gitmesi ve açık açık Tekin’le
aramızdan çekil demesi bence gerçekten acınası. Bir taraftan da babası Kenan’a
çıtlatıyor, Tekin kızımı üzüyor diye. Valla ne diyelim Tekin’in işi de zor
yani. Yağmur da bu durumda istemeyerek de olsa Yağız’la olan beraberliğini
sürdürmek zorunda kaldı.
Dizimizin kadınlarından bahsetmişken biraz da Sedef’e
bakalım; nasıl da toparlamış kendini… Daha önceden işlettiği mekanı tekrar
elden geçirdi. Gerçi bana biraz ‘‘çabuk’’ olmuş gibi geldi ama olsun, Kenan’ın
bile eli değdi tadilata canım daha ne olsun! Haydi hayırlısı müşterin bol olsun
Sedefçiğim.
Ne demek gitmek istemiyorum?
Atmaca’da durum böyle dinginken Recep cephesinde olaylar
kızıştı. Adnan’ı bu sefer Yağmur ile tehdit etti. Yağmur ne kadar uzak durmaya
çalışsa da sonuçta o bir Korhan ve hem Adnan’ın hem de Kenan’ın
karşısındakilerin ilk hedefi onları Yağmur ile tehdit etmek oluyor. Recep’in
adamları Yağmur’u vuracakken olan Yağız’a oldu, bununla da kalmadı Nisa Hanım’ın
evi de kurşunlandı ve Kenan’ın birkaç adamı yaralandı. E bu durumda da önlem
almak şart olunca Kenan, annesini ve Yağmur’u Tekin’in korumalığında eski
yazlık evlerine gönderdi.
Yağmur yazlık evin yolundayken Yağız’ın durumunu öğrenmek
için hastaneyi aradı, bir baktık Yağız’ın annesi oracıkta duruyor. Yahu daha geçen bölüm bu
çocuk Yağmur’a dememiş miydi benim ailem İzmir’de diye (Türk dizilerinde bir
karakterin akrabası muhakkak ki İzmir’dedir arkadaşlar, hep…) valla demişti!
Daha akşam bile olmadan bu anne nasıl olmuş da İzmir’den İstanbul’a yetişmiş
inanın çok takıldım. Neyse artık…
Köşe kapmaca başladı! Recep hem saldırıyor hem de kendi
yuvasına çekiliyor, bizim Betül’ün babasında da ne marifetler varmış ‘‘ben
bulunmayanı bulurum’’ dedi, buldu Recep’i. Tabii Recep de boş durmuyor,
Korhanların peşindeki gizli adamı her kim ise yazlığa gittiklerine kadar o da
buldu herkesi.
O nasıl bakmaktır?
Recep’in adamları yazlığa gelene kadar evdeki durum ne
güzeldi halbuki… Tekin ve Yağmur’un çocukken birbirlerine çöp adam çizdikleri
sahneler buraya ait anılarmış. O da ne, Tekin’in yaptırdığı dövmeden Yağmur da
yaptırmış, hangi ara? Yoksa daha önceden var mıydı merak ettim, gerçi fark
etmez dövmeni kalbine yakın yaptırarak Tekin’in kalbini de bir hayli yakından
etkiledin Yağmurcuğum.
Recep’in adamları yazlık evi bastı, Kenan Recep’i saklandığı
yerde basıp şöyle güzelce bir tehdit etti. Olay döndü dolaştı yine Adnan köşeye
sıkıştı. Sedef’in telefonundan babasına mesaj atıp mezarlıkta konuşmak için
çağırdı çünkü konuşmak için mezarlıktan daha uygun ve güzel bir ortam yok (!).
Ve gerçekten Adnan babasına silahı doğrulttu.
Tetiği çekip çekmemek mesele değil, yapamayacak olsa bile
gerçekten de silahı babasına doğrultabilmiş olması benim gözümdeki Adnan’ı
iyice bitirdi. Neyse ki yaptığı ve sakladığı her şeyi orada açıkladı, sanırım Kenan
hiçbirini duymamış olmayı tercih ederdi.
Recep, Kenan’ın ölümünü gözleriyle de görmek istediği için
mezarlığa geleceğini Adnan’a bildirmiş. Bunun üzerine Kenan, Adnan’ın her şeyi
anlatmasından sonra durumu kendi taraflarına çekip Recep’i yanıltmak için
planını kurdu. Recep’in mezarlığa geldi vakit Adnan, çelik yelek giymiş
babasını vurdu. Kenan’ın oğlu tarafından vurulduğunu sandığı an yüzündeki hain
gülümsemesini görmüşsünüzdür.
Valla güzel tekne(ydi)...
Adnan da Recep’ten kurtulduğunu sandı ama Recep elindeki
cinayet kayıtlarını vermeyeceğini ve artık kendisi ne isterse Adnan’ın onu
yapacağını söyledi. Ben de bu işin böylece biteceğini sanmıyordum,
yanılmamışım. Recep de Kenan’dan kurtulduğunu sanıyordu ama bir telefonla Kenan’ın
sesini duyması da onu alt üst etti. Dur bakalım Recep efendi! Bitti mi sandın?
Son sahne hakkında ise ne diyeceğimi bilemiyorum, Recep – Kenan konuşmasından
sonra Recep’in teknesi tümüyle alevler içindeydi. Ölür orada diyemiyorum ama
belli ki bu olaydan sonra işler cehenneme dönecek! Bakalım…