Bu hafta The Good Wife en sevdiğimiz
karakterlerden biriyle karşımızdaydı: Colin Sweeney. Ailemizin sempatik seri
katili Sweeney bu sefer bir televizyon dizisi yapımcısına dava açmıştı ve
çekilen dizinin karakterine saldırı mahiyetinde olduğunu iddia ediyordu. Bir
süredir bu kadar eğlenceli bir bölüm hikayemiz olmamıştı, iyi geldi. Özellikle
de Dylan Baker’ı Sweeney yerine dizide onu canlandıran oyuncu olarak izlemek
müthiş komikti. Hayatımda ilk defa bir tipleme daha da karikatürize hale gelsin
istemiş olabilirim. Savunma dizinin gerçeklerden beslenmediğini, dolayısıyla
Sweeney ile alakası olmadığını söylerken tam kaybetmek üzereyken ağız değiştirdi
ve bölüm tadında yenmez hale geldi. Dizinin birebir gerçekleri anlattığı ve
kesin kanıtlara dayandığı iddia ediliyordu. Colin’in karısını öldürüp
öldürmediği sorusu yeniden masadaydı. Eşlerden yana yüzü bir türlü gülmeyen
Colin bu sefer de şirketten daha çok pay isteyen yeni eşinin saldırısı
altındaydı, işin özü bu. Yeri gelmişken söyleyeyim, gelecek sezon Supergirl dizisinde izleyeceğimiz Laura
Benanti çok daha büyük bir yıldız olacak, bu yetenekle başka türlüsü
kaçınılmaz. Colin Sweeney mi daha kötü oyuncu, yoksa onu davalık dizide oynayan
mı emin değilim ama iki milyon dolara karısını susturduktan sonra tanık
kürsüsünde sergilenen “ben karımı çok severdim” şovunu yargıç yemedi, onu
biliyorum. Günü kurtaranın ve karşı tarafı pes etmeye zorlayanın Alicia olduğunu
ya da Sweeney’nin yine paçayı sıyırdığını söylemeye gerek yok sanırım.
Hatırlayacaksınız
Kalinda Cary’i kurtarmak için Bishop’a borçlanmıştı. Şimdi o borcu ödeme vakti
geldi… Bishop’ın oğlunu okula götürüp getirerek! Tabii ki hiçbir şey göründüğü
kadar basit değil, ve tabii ki çocuk bilinemez bir düşmanın takibi altında.
Üstelik okulda da zor anlar yaşıyor. Kalinda’nın adeta annelik içgüdüsüyle
çocuğa saldıran iri kıyım kalasa ağzının payını vermesi şahaneydi. Fakat
çocuğun kimliğini Bishop’tan gizlemeye karar verdi, ki koskoca mafya babası
gidip oğluna zarar veren çocuğu ortadan kaldırmasın. Ama Bishop ne yapıp edip
durumu öğrendi. Şimdi ne yapacak diye beklerken Bishop’ın tek yaptığı çocuğu
babasına şikayet etmek oldu. “Hayatımda yaptığım en zor şey… baba olmak.” Vay
anasını.
Prady ilkokul
çocuğu gibi her şeyi öğretmenine şikayet etmeye ne kadar devam edecek
bilmiyorum. Bildiğim tek şey, artık çok sıkıldığım. Bu sefer de Toby Ziegler
isimli (yaşasın The West Wing referansı)
bir Twitter kullanıcısı Prady’nin eşcinselleri desteklediğini ifşa ederek oy
kaybetmesine yol açıyordu ve kafasına taş düşse Alicia’nın ekibinden bilecek
olan Prady yine parmağını bizimkilere uzatıyordu.
Prady ve Alicia
arasıdaki savaş bununla sınırlı değil. Çok zengin bir işadamının parasının
peşinde ikisi de. Efsane oyuncu Ed Asner’ı gülmekten yerlere yatıran bir rolde
izlemek çok keyifli: zengin, yaşlı ve sapık. Alicia’nın aralıksız tacizleri
savuşturmaya çalışmasını dev bir sırıtışla izlediğim doğrudur, durum her ne
kadar berbat olsa da. Asıl ilginç olan parayı kaybedeceğini anlayan Alicia’nın
artık seksiliğini kullanabileceğine karar vermesiydi. Redmayne’in ona destek
olmaya karar vermesinde bu da etkendi elbette. Bir diğer etkense homofobik
olması ve Prady’e bu yüzden destek vermek istememesiydi. Öyle ya da böyle Prady
haklı çıktı işte, eşcinsellere destek verdiği dedikoduları (tövbe?!) ona büyük
bir desteğe mal olmuştu.
The Good Wife’ın en sevdiğim özelliklerinden biri iyiyle kötüyü
kesin çizgilerle ayırmaması. Redmayne Alicia hakkında ağza alınmayacak laflar
ederken Prady’nin bu durumu kabullenememesi ve Alicia’nın kendisinin vermediği
(ya da vermeyeceği) tepkiyi vermesi oyumu onun kazanmasına yol açacaktı
neredeyse. Prady de en sonunda Alicia ile bu şekilde yarışamayacağını anladı
sanırım. Vazgeçseler artık şu sahte kibarlıktan.
“İnsanların kötü şeyler yapmasından hoşlanmıyorum. Bugün kötülük yaptım.”
“Sen kötülük yapmazsın, tanıdığım en iyi insansın.”
Ve bu sözün artık doğru olmadığını bilen Alicia’nın dökülen gözyaşlarına eşlik eden gözyaşlarım…
Para için nelere
göz yuman Alicia’nın en azından hala vicdanı sızlayabiliyor ve dini bütün
kızından yardım alabiliyor. Bunu bilmek bile güzel. Anti-kahramanlığa kendini tamamen kaptırana kadar, çok yaşa Azize Alicia.