Dayanma gücü talep edildi. Talep reddedildi.
Sarmaşık sakinlerinin ikili ilişkilerine
daha yakından baktığımız anlara şahit olduk bu hafta. Herkesin kendi
cephanesini doldurduğu bugünlerde ciddi bir soğuk savaş yaşanıyor. Ben galiba büyük olayların patlak vermesinden çok böyle ilişkilerin didiklendiği zamanları seviyorum. Bakalım bu sefer çılgın köyümüzde hangi
dolaplar dönmüş.
Felekten bir gece çalan Pelin,
Oya ve Arzu ne tatlıydı. Üç kadının gönlünce eğlenmesini izledik. E hep
erkekleri meyhane masalarında dertleşirken seyredecek değiliz, biraz şu kadın
kadına muhabbetleri de çay-kahve çerçevesinden çıkaralım değil mi? Her ne kadar
günümüzde televizyon bize aksini söylese de kadınlar da dağıtır sevgili
dostlar. Bizi içine hapsetmeye çalıştıkları gelenekçi kalıpların dışına çıkan,
yasakçılığa nanik yapan şık bir dokunuştu bu sahne, herkesin emeğine sağlık. Bu
arada itiraflardan alkollü sataşmasına, bank çileciliğinden koltukta sızmasına
kadar her şeyiyle dört dörtlük bir sarhoşluktu hakkını verdiniz hanımlar! Günün sonunda erkeklerce toparlandıkları anlar bize bu üç kadının haletiruhiyesiyle ilgili önemli
ipuçları sağladı.
Dün yediğim hurmaların geri dönüşü böyle olmamalıydı.
Arzu Mehmet’ten hala “sarı kafa”
diye bahsederek yumuşama sinyalleri verdi. Üstelik adamın saçı sarı bile değil
turuncu! Aşk insanın gözünü işte böyle kör ediyor dostlar. Velhasıl adamın
ciddi ciddi peşinde koşup onu geri kazanmaya çalıştığını ve yaptığı
rezilliklerden pişman olduğunu görmek Arzu’ya iyi gelmiş. Tercih edilen kadın
olmak bazen ne kadar büyülü bir ilaç oluyor, onca çirkinliği zihnimizden bir
anda süpürüveriyor. Kadın kadına ettikleri sohbet onu bir miktar silkelese de
gecenin ilerleyen vakitlerinde anlaşıldı ki Arzu Mehmet’in şefkatini özlemiş.
Yıllarca tecrübe ettiği sevgi dolu aidiyet ve sonrasında karşılaştığı
hayalkırıklığı birbiriyle savaş halinde. Yaşadıklarını sineye çekebilecek gibi
görünmese de Mehmet’in gidişiyle açılan duygusal boşluğu dolduramadığı da
aşikar. Yalnızlığı hiç tatmamış, senelerce başkasıyla bütünleşerek yaşamış biri
için bu boşluğa alışmak hayli zor olmalı. Arzu Mehmet’in çabalarına ne kadar
direnir bilemiyorum ama dileğim bekarlığın da kendine has güzellikleriyle
keyifli bir varolma hali olduğunu bir an önce hissetmesi. Diğer yandan Mehmet’in
eve dönüş çabalarının çocukları umutlandırmasından çekiniyor. Nitekim Nilay
yeni durumu kabullendiğini ve evin bir parçası olmanın öyle her aklına
estiğinde mümkün olmayacağını babasının yüzüne vurdu. Mehmet’in yerinde olmak
istemem vallahi kör kuyularda merdivensiz kaldı. Daha da bat inşallah, Arzu’nun
yatağında Burcu’yu ağırladığın an başına gelecek her şeyi hak ettin: Meteor
dahil!
Pelin cephesinde heyecan dorukta. Sonunda Oya’nın sağlam bir
açığını yakalamış olmanın verdiği keyifle geçirdi haftayı. Ağzından laf almak
için elinden geleni yapsa da odaya girmeyi akıl edene kadar muvaffak olamadı. Bu
arada kartları çalma fikrine berbat senaryo diyen Taylan’a gülerken duvarları
çınlattım. Kendi kendine diss atan senarist de görmüş oldu bu gözler, ne desem
bilmiyorum. Fakat özeleştiri alan bu senaryo işe yaradı ve artık Pelin
zararlısının elinde büyük bir koz var. Şimdi bununla ne tür şantajlar yapacağı
insafına kalmış ki kendisinde bu özelliğin son derece kıt olduğu bilgimiz
dahilinde.
Serhan aşklarını dolu dolu
yaşamak istiyor. Oya’nın ifşa olmamaya çalışmasına bozuk atmaya bu hafta da
devam etti. Oya bir hışımla yanına gidip “Hayırdır?” konuşması yaptı ama Serhan
inadından vazgeçecek gibi değil. Adam yıllarca Merve’yle hiçbir sorununu açık
açık konuşup çözemediği için sıkıntıların iletişim ve fedakarlıklarla halledileceğini
unutmuş. Bir de hala huysuzluk diyor, halden anlamak bu kadar zor mu gerçekten?
Dostum iyisin hoşsun, takdir ediyoruz dik duruşunu ama biraz daha geri adım atmamakta diretirsen ortamlarda “Serhan’ın
manitacılığı da fısmış” diye dedikodu çıkaracağım. Neyse ki Oya otelde
zamanlamanın manidar oluşuyla ilgili gerekli uyarıları yaptı, umarım Serhan kızın
kaygısına hak verir. Bu arada birbirine kızıp karşı karşıya gelince kaldıkları
yerden erimeye devam etmelerine bayılıyorum. Daha yeni kavuştunuz zaten ayol bu
ne kadar direnmek böyle?! O kahvaltı sabahı ettiğiniz dans gibi yürüteceksiniz
ilişkiyi canlarım, adımlarınızı birbirine uydurup bir ileri bir geri… Yoksa bu
kadar delinin arasında işiniz zor. Diğer yandan Serhan, Sarmaşık’ın göbeğindeki
otelde kalarak boşanmayı saklamaya niyetli olmadığını açık bir biçimde gösterdi.
Nitekim site ahalisi durumu fark edip haberi fısıltı gazetesiyle yaydı ama
Merve olmayanı var gibi göstermede bir dünya markası olduğundan krizi kıvrak
bir biçimde çözdü. Şu kadıncağız dalavereye harcadığı eforu keşke el
sanatlarına falan yönlendirse, bu enerjinin zararsız bir yere kanalize edilmesi
lazım.
“Nazlı
yardan haber geldi :D” bakışı
Merve’nin kod adı bu hafta “diskoda
panik” idi. Edip’e lisede yazdığı mektuptan anladığımız kadarıyla kendisinin de
bir zamanlar duyguları varmış. Duygu dediysek öyle saf temiz değil tabii en
hastalıklısından. Aşkına karşılık alamayınca adamın dünyasını altüst edecek kadar
saplantılı bir ruh halinden bahsediyoruz. Edip kendisine biraz daha insan
muamelesi yapmaya devam ederse kollarına atlayacak o belli oldu. Fakat benim
anlamadığım bu Edip’in aklından ne geçiyor? Merve hiç ama hiç bu adamın
hoşlanacağı bir kadın tipi gibi gelmiyor bana. Kötü niyetli, para pul düşkünü,
sığ bir kontrol delisiyle Edip ne yapsın? Bu adamın Merve’nin etrafında dolanmaktaki
niyetini zaman içinde daha net anlayacağız sanırım, bu kısım şimdilik muallakta.
Tescilsiz delimiz bu hafta Serhan’a
gözdağı vermek adına elindeki Tomris kozunu oynadı. Boşanmaktan vazgeçirmek
için her türlü tehdit şantaj itinayla yapılır tabii. Özel hayattaki istikrar iş
hayatındaki prestijini etkiler diye adamı vazgeçirecek sözde. Fakat o da ne? Serhan’ımın
yine gözü kara! Bu ucuz ayaklara pabuç bırakmayacağını göstermek için hiç
bekletmeden derdini anlatmak istedi
fakat Merve’nin lafı bininci kez ağzına tıkmasından sonra o da vazgeçti artık.
Ne yapsın komşular, bu kadar arsızıyla baş edilmez. Yine de adamımız bu işin
şaka olmadığını ve yakın zamanda cümle aleme duyurulacağını üstüne basa basa
söylemiş oldu. Sonunda garibim eline megafon alıp kamyonetle Sarmaşık’ı gezecek
diye korkuyorum.
Sarmaşık'tan derdoluğa geçiş iksiri
Burcu’nun yaptığı romantik tiradın
bayatlığından mide özsuyum ağzıma geldi! Bir de üstü kapalı intihar tehdidiyle
süsleyince tadından yenmiyor gerçekten. Ayrılık konuşmasının geldiğini
hissedince dirliğimiz düzenimize zeval gelmesin derken malınız mülkünüzü
kastettin herhalde tatlım. Sevgilin artık seni sevmiyor mu? Adam elden mi gidiyor?
Neden sen de hemen bir ölüm tehdidi patlatmıyorsun? Ancak bir erkeğe yapışarak
yaşayabilen sömürgenler sizi! Oya’ya ben de o deterjanı kullanıyorum der gibi
ben de intihar ettim diyen Pelin de aynı familyadan. Adamların manipülasyona bu
kadar açık olmaları ise kendi ayıpları tabii. Kadınlar bir şekilde etraflarında
dönerek onların varlığını kutsasın da ne olursa olsun. Ben de öyle merhametli
adamım ki bu işi kimseyi kırıp dökmeden çözeyim. Ne büyük adamım be! Halbuki
işi gücü dolap çevirmek olan bir kadının hayatından zararsızca çıkmak mümkün
mü? Değil. O zaman sen kendine ne yüce bir adam olduğunu anlat canım, o senin
hayatını avucunun içine almış bile. Bunun gibi tipler yaşamayı sevmese dünya
kadar düzenbazlığa niye enerji harcasın? Bir kadın tarafından çekiştirilmeden yaşayamayan adamların ortak
kaderi bu, rahatsız oldukları bu istismar edilme halini bile çağırıyorlar
aslında. Kendilerine ve bu adamlara aşık olan dostlarıma geçmiş olsun dileklerimi
iletiyorum. En yakın zamanda kolonya ve meyvesuyumla ziyaretinize gelmek
isterim.
Merve
kötülüğünün dozunu yavaş yavaş arttıracağa benziyor. Pelin ise bambaşka
dümenlerin peşinde. Oya ve Serhan tarafında konfor çemberinin giderek daralacağı
günlere giriyor gibiyiz. Vitesin her geçen gün biraz daha yükselmesiyle
Oya-Serhan-Merve yüzleşmesine de hızla yaklaşıyoruz. Gelecek bölüme kadar
çiftimiz birbirine sarıladursun, haftaya görüşmek üzere!