Bu hafta seçmenlerin Alicia ile ilgili neler düşündüğünü
test ederken bir anda karakter analizlerinin en derininde yüzerken bulduk
kendimizi. Halk bizim yerimize Alicia ile ilgili neler düşünüyorsa
söyleyiverdi. Kocasının yanında “paspas” gibi duruşundan ne kadar güçlü biri
gibi gözüktüğüne kadar… İnsanların hakkımızda ne düşündüklerini bu kadar
filtresiz bir şekilde öğrenmek kolay bir şey değil elbette. Alicia’nın bunu
takıntı yapmasını sonuna kadar anlıyorum. Fakat ne olursa olsun, bilerek
yapılmasa bile, sadece göstermelik bir jest gibi algılanmaktan öteye gidemeyen
davranışlarda bulunmanın da alemi yok doğrusu. İş kıyafetleriyle bir aşevinde bulaşık
yıkamak komik gözüküyor. Neyse ki olumlu
görüşlerini almayı takıntı yaptığımız kişilere en sonunda yaranınca hayat çok
güzel, her şey çok mükemmel… Gerisi hep lafta kalıyor.
Cary’nin başı hala dertte. Tüm savunmalarını alt üst eden
ses kaydına karşı tanıklık etmesi gerekiyor ki jüri konuşmanın tamamının o
kadar olmadığını anlasın. Diğer yandansa Bishop’ın FBI’dan bıkmasına aldırmadan
bir FBI ajanının yatağında olan Kalinda’nın Cary’i kurtarma çabaları devam ediyor.
Viola Walsh’un yardımıyla Cary hayatının en zorlu sınavlarından birine
hazırlanıyor. Bishop ise Kalinda’nın FBI ile olan bağlantısını kullanarak
içeriden bilgi sızdırmanın peşinde. Bu dava iyi yerlere gitmiyor, benden
söylemesi.
Owen’ı görmek her zaman büyük bir keyif, bu sefer tatlı bir
konuyla karşımızda olmasa da. Kampüste tecavüze uğrayan bir kız tecavüzcüsünü
okuldan attırmaya çalışıyor. Ama çılgın partilerle dolu Amerikan
üniversitelerinde çok bıçak sırtı bir konudur “tecavüz”. İki tarafın anlattığı
farklı hikayeler, örümcek kafalı insanların verdiği kararlarla
değerlendirilirler. Bölümde de gördüğümüz üzere bu “sözde” tecavüzlerin peşine
düşen kadınlar “feminist” olmakla suçlanıyorlar çoğu zaman. Olay mahkemeye
taşındığında da durum daha kolaylaşmıyor ne yazık ki. Hele ki karşı tarafın
avukatı artık böbrek yetmezliği yüzünden tekerlekli sandalyede olan ve şovu
yine de, hatta daha ışıltılı bir şekilde, deva ettiren Louis Canning varsa. İş
dönüp dolaşıyor, üniversitenin güvenli bir ortam sunmamasına geliyor, ki durum
gerçekten de öyle. Kurbanlar korunmak yerine daha da kurban durumuna
düşürülürken öğrenciler nasıl güvende olabilir ki? Dava daha da büyüyecekken okul
tecavüz şüphelisini okuldan atıyor, bizim kız da kendi tatminini yeterli
bularak büyük resme hizmet etmeye yanaşmıyor… ne yazık ki. Oysa bu dava büyüyüp
tüm kirli çamaşırlar daha da ortaya çıksaydı ne kadar iyi olurdu.