Seher’in kızıyla karşılaştığı o ana uzanırsak… Final
sahnesinin yansımalarını gelecek bölümde de konuşuruz elbet ama ben ilk defa
Seher’in anneliğine inandım. O ağaçların ardında, kızına bakarken, kızı Burak’ın
kucağında gülüşürken içinin acıdığını hissettim.
Ayşen, kötü bir kadın. Ben hala simsiyah bir karakter olmayacağını,
günden güne koyu gri bir karakterde sabitleneceğini düşünsem de şu anda
karşımda kalbi katran karasına boyanmış bir kadın var. Bir insan, bir bebeği
annesinden koparıp da bir köşeye nasıl atabilir? Babasını, nasıl hem bu kadar
yakın hem de bu kadar uzakta tutabilir? Bir insan öz be öz torununa böyle bir
hayatı nasıl sunabilir? Kötüsün Ayşen. Zeyno’nun hayatından çaldığın her
saniye, senin hayatına da acı olarak dönecektir umarım.
Ayşen’in bugüne kadar yaptığı her şeyde onu da anlamaya
çalıştım ama Zeyno meselesinde elle tutulabilecek hiçbir şey yok.
Tatlısınız...
Peki ya Burak… Burak öğrenince ne olacak? Nasıl affedecek
annesini? Kendini, tabii ya kendini nasıl affedecek asıl? Yıllar önce Seher’in
terk etme nedeninin peşinden gitmediği için kendini suçlayacak belki de.
Bir hikayede hemen hemen aynı durumda olan birden fazla
karakter olmasını seviyorum. Mustafa gibi, Burak da babalık sınavından geçecek.
Amaaan Mustafam, bugün de şehriyesiz pilav yesinler; ne olacak!
Mustafa Kuzgun, omzunda türlü yükle geçiriyor günlerini.
İnsan da bir yere kadar dayanabilir tabii, sonrası tufan. Fakat o nasıl güzel
bir yıkılıştı Sevgili Ahmet Mümtaz Taylan…
AHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHA! Öldüm gülmekten!
Bu hafta hem uzun uzun yazmak istiyorum, hem de bazı şeyleri
kendime saklamak. Burak, Kemal ve Hakan’ın
tiyatro ile sinema üzerine gerçekleştirdiği sohbet üzerine uzun uzun düşünmek;
Tosun’un kahve sahnesine haykırarak gülmek; ailenin bir araya geldiği sahneye
hüngür hüngür ağlamak; Seher’in Kemal’i sahiplendiği sahneye alkış tutmak; kendi kendine çiçek gönderen Şirin'in başını okşamak istiyorum bir de.
Yayına çıkan bant, bir bütün; rejisiyle, senaryosuyla,
oyuncularıyla, kurgusuyla. İlk defa bu bütünün bu kadar ahenkle dans ettiği bir
bölüm izledik. Ve hayatın sırları oradan oraya ahenkle savrulurken, yüzümde
büyükanne mutluluğu bıraktılar.
Karakterler arasında kurulan bağ güçlüyse, onları koparmaya kimsenin gücü yetmez. Umarım Seher ve Burak'ın arasındaki bağ tahmin ettiğimden daha güçlüdür ve Ayşen'in yaptığı kötülük bu hafta izlediğimiz tatlı sahnelerin önüne geçmez. Burak'ın da Seher'le birlikte mücadele ettiği sahnelere kavuşuruz. Göreceğiz bakalım.
Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık!
Şahaneydiniz!