Ve gelelim o büyük sırra… Öncelikle bölümün ilk sahnesine
ayrı, son sahnesine ayrı bayıldım. Duygusal yoğunluğu fazla bir girişin
ardından tansiyonu çok yüksek bir final yaptı. Kurulan köprü, bölümün kendi içindeki bağı şahaneydi.
Hakan’ın Mustafa’ya ‘Babacım’ dediği anda ne kadar
ağladığımı anlatamam. Ahmet Mümtaz Taylan ve Efecan Şenolsun, güzel bir enerji
tutturmuş; bu çok açık. Bu enerji öyle bir yansıyor ki ekrandan; babasından
hesap soran çocuğun öfke ve özlemini de, geçmişin pişmanlığını gözlerinde
yaşayan babanın hüznünü de içime çekiyorum sahneleri boyunca.
Görseldeki ayakkabılı şahsı bulunuz.
Bu sırrın bu kadar erken ortaya çıkmasını beklemiyordum
doğrusu fakat geçen hafta da yazdığım gibi hoşuma da gitti bu durum. İşte şimdi
Mustafa Kuzgun’un ilk bölümde söylediği sözü hatırlama zamanı: “Bir aileyi
aile yapan beraber geçirdiği zor zamanlarıdır…” Kuzgun ailesi bu zamanlar
karşısında neler yapacak göreceğiz. Tabii bir de eve ayakkabıyla girilmesi
sorunuyla baş etmek zorunda kalacaklar. ^^
İşin bir de ‘gerçek’ Mustafa boyutu var ki, orada
nedenlerini anlamak için biraz daha zamana ihtiyacım var. Ama gerçek Mustafa hikayenin bu kadar içindeyse bugüne kadar Mustafa Kuzgun Bey'i kesin kollamıştır diye düşünüyorum. Hapisten yeni çıkmış bir adama da benzemiyor. Hatta belki de bizim Mustafa, gerçek Osman bir kumpasın mağduru oldu. Aklımda bir sürü soru işareti var.
"Memnun olun bakayım, aferin." Seher
Hayat Sırları’nın en iyi bölümünü izlediğimizi düşünüyorum.
Daha önce de yazmış olduğum bir iki derdim dışında su gibi akan, leziz bir
bölümdü. Çok keyifle izledim. Ağladım. Ve zaman zaman gözlerimden yaş gelene
kadar güldüm. İlk bölüm en önemlisidir elbet ama bölümler ilerledikçe aksayan ayaklara bir çözüm
bulmak da önem arz eder.
"Öpeyim annecim" Burak
Son olarak bir şeye daha değinmek istiyorum. ‘Yine mi
uyarlama?’, ‘Zaten bizim senaristlerimiz hep kolaya kaçıyor, hiç kendileri
yazmıyorlar.’, ‘Hep Kore’den uyarlıyorsunuz, kolayını buldunuz.’ tarzında birçok
yoruma denk geldim, geliyorum. Başka dizilerde, filmlerde izlediği sahneleri
kendi düşünmüş gibi yazanlardansa ömür boyu uyarlama işleri kaleme alacak
olanlar çok daha değerlidir benim gözümde. Hayat Sırları, bir aile hikayesi
işte. Orijinalinin hakları satın alınmadan yazılamaz mıydı? Bal gibi de yazılırdı.
Ama yazılmadı. Burada çok ince bir nüans var ve bu nüans taraflara saygının
derecesi için kusursuz bir turnusol.
Mahinur Ergun’un Şirin üzerinden verdiği mesaj da çok
kıymetli. Şirin ve beraberinde yaşananlar farklı bir gözle izlenmeli,
düşünülmeli zaten.
İşte böyle, 6 bölüm geçti Hayat Sırları'nda. Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık! Nicelerine olsun.
Umarım bu bölümün karşılığı kat kat alınır. Reyting listesinde bol şans!