Bırakma beni, insanlar kötü…*
Bırakma beni, korkuyorum...

Meryem zaten zirvede, zaten herkesin kalbindeki tahta çoktan yerleşti ama 10. bölüm… Ah, 10. bölüm!

Kurgu dünyalarında kaybolmayı pek severim, sanki gerçekten ben içlerinden biriymişim gibi hissetmeyi de ayrı severim. Her iş başaramaz elbette, her iş iz bırakamaz ama bazıları bırakır.

Bundan aylar aylar önce bir dizide, kapının önünde kalmıştı gözleri gökyüzü gibi bakan bir çocuk. Hıçkırarak ağlarken annemi aramıştım çünkü o çocuğun annesi açmıyordu kapıyı, yine kalmıştı kapının önünde. Ondan beri çok ağladım evet ama böyle değil, Meryem -Ayça Ayşin Turan mı demeliyim, ya da?- ağladıkça, hıçkırdım. Oyunculuk kısmına zaten diyecek lafım yok, nutkum tutuldu ama o replikler. En dayanamadığım hep şeydir, üşür… İnsanın içinde bir yer çok derin sızlıyor. Çok.

Bir de, “Savaş, yatmasın babam öyle” ile “Babam seni görürse korkar.”

Ah Meryem, ah kanadı kırık güvercinim…

Hangi kırığı tutsan düzeltmek için kaburgana battı her biri, kalbine saplandı tüm acılar. Herkes savruldu ama bir sen kaldın yıkık kentler gibi, bir sen kaldın kasırgadan sonra enkaz gibi…

Meryem’in ilk andan kendini suçlamaları, benim yüzümden demeleri ve Burcu’nun iyi insanlar kendilerini suçlar, çözümlemesi…

İçim almıyor artık bunca acıyı, kötülüğü. Gerçekte olmadığından değil ama insan evinde, korunaklı bölgesinde otururken Oktay Şahin gibi bir pisliğin var olduğunu bilerek duramıyor. Ya da hasta bakıcı… Yaşlı, düşkün, acılar içinde bir adam sana yalvarıyor ve sen para için onu orada bırakıp gidiyorsun. Keşke diyebilsem ki bunlar sadece dizilerde, filmlerde olur. Ama biliyoruz ki öyle değil, biliyoruz ki gerçekten varlar. Nefesim daralıyor izlerken bile, bir de gerçekte var olduklarını düşünmek… 

Tut Savaş, tut bırakma.

Biliyorsan söylesene Meryem’e Savaş, bir yaradan nasıl sağ çıkılır? Geçti, diyorsunuz ya… Hani geçmeyecek biliyorsunuz hepiniz ama söyle Savaş, söyle nasıl tutunulur hayata yeniden. Söyleyemiyorsan da tut, tut bırakma. 

Çünkü bir tek sen tutarsın, bir tek sen bilirsin halini... Senin de üstün başın yas hala, senin de yaraların taze. Şimdi tutunun birbirinize, hiç bırakmamak üzere. 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER