Kılıç’ın ateşi yakar!
Küçükken hep havacı subay olmak isterdim. Belki üniformadan belki de aşırı havalı duruşlarından, kim bilir. Ama sekizinci sınıftan sonra hep aynı boyda kaldığım için olamadım. Bu nedenle ne zaman bir kadın subay görsem biraz imrenerek ama daha çok gurur duyarak hayran hayran bakarım. Bu sebepledir ki en güzel hoş geldinler senin olsun Çiğdem Teğmen. Bu sayfalarda, Çiğdem Teğmen ile beraber güzel anılar biriktirmek için sabırsızlanıyorum. Başarılı bir subay olduğuna eminim. Yoksa Kılıç Timi’nin burnunun dibinde ne işi var, değil mi? Özel hayatında ise, yani ona sadece Çiğdem, derken neler hissedeceğimizi de zaman gösterecek. Tekrar hoş geldin Gaye Turgut Evin ve Çiğdem Teğmen!

Kürşat Teğmen… O güzel atasözünü hep beraber hatırlayalım: Hacı hacıyı Meke’de, hoca hocayı tekkede, deli deliyi dakkada bulur. Yüzbaşı Bozuk’un Kürşat Üsteğmen’i mıknatıs gibi üzerine geçmesinin başka bir açıklaması olamaz. Israrla vurguladığı gibi bu “bitmiş” adamın hayata nasıl tutunduğunu görmek güzel olacak. Bir parçası olduğu Kılıç Timi’yle olan arkadaşlık ilişkileri, sahadaki başarısı ya da başarısızlıkları, hikayemizin seyrine önemli katkı da bulunacaktır. Hoş geldin Çağrı Şensoy. (Ben de Kürşat Teğmen’den azıcık korktum, ne yalan söyleyeyim.)

Ve son hoş geldinimiz de Ersin Olgaç yani Doğan Bayındır’a. Yazık yahu çocuğa, resmen yağmurdan kaçarken doluya tutuldu. Kolay mı Kopuz Albay’ın postası olmak Bayındır! Bir de şöyle bakmak lazım tabii olaya: Herkesin “Aman yakamdan düşsün!” dediği adam artık Kılıç ile yan yana. Çünkü yürek, çünkü cesaret.

Dizi-Yorum’un sonlarına gelirken asıl görevimizi atlamak olmaz.

Bu sefer Kılıç Timi’ne yeni görevi Doktor’un da kontrolünde olan uyuşturucu trafiğini bitirmekti.

“Biz bitti demeden bitmez!” Ne kadar cesaret dolu, güçlü bir cümle! Bu satırları yazarken dahi Doktor ve Rojda’nın dürbünle Yüzbaşı Bozok’un uyuşturucuları nasıl yaktığını izledikleri sahne gözümün önüne geliyor. Kılıç’ın ateşi yakar, kavurur! Sen elinde nasıl makinalar olursa olsun, kaç adamla gelirsen gel, Kılıç bitti demeden bitmiyor bu işler. Bunu hala öğrenemedilerse bu da Rojda ile Doktor’un kendi sorunu. Bol C vitamini ve ceviz yemelerini tavsiye ediyorum.

Sahnenin anlattığı kadar nasıl anlatıldığı üzerine de birkaç cümle kurmak istiyorum. Kesinlikle sezon finaline konu olan düşen helikopterden çok çok çok daha iyi bir şeyler izlediğimizi düşünüyorum. Gerek duyguyu verebilme gerekse izlediğim sahnelerin kalitesi açısından… Tam bu noktada Berk Oktay ve Koray Şahinbaş deyip alkışlarla kenara çekiliyorum. Sahneyi birbirlerinin omuzlarında yükseltiyorlar.

***

Özetle; Kesinlikle on birinci bölümden daha dolu bir bölüm izlediğimizi düşünüyorum. Kopuz Albay, Doktor, Rojda arasındaki taşlar yavaş yavaş önümüze sunulmaya başladı. Bu da, naçizane, benim çok hoşuma giden bir durum. Tek bir flashback’te hepsini izleyip, ileryen bölümleride “Eee ne olacak şimdi?” diye beklemektense yapboz gibi parçaları bir bir biriktirmek daha keyifli geliyor. Siz ne dersiniz?





BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER