Adı Efsane: Umut çiçekleri soldu
Un kurabiyesi demek...
İkinci şansa inanırım. İkinci bir şans vermek bazen öyle güzel sonuçlar doğurur ki, bu ihtimali hep gözümün önünde tutarım. Adı Efsane, bir nevi ikinci şans istedi seyirciden. İkinci devrede, umudun ayak sesleri duyulacaktı. Ya da ben bunu duymayı tercih ettim. 

“Başrol ayrılırsa dizi biter.”, “HakMel’siz Adı Efsane mi olur?” diye düşünen romantiklerden değilim, televizyon benim için bir ticaret unsuru. O sebeple şartlar bunu gerektirdiyse çizilecek yolda yürümeye devam ederim. Hikaye önemlidir benim için, hikayenin ayakları yere sağlam basacaksa HakMel’in arkasından su dökmeyi kabullenirim. Kabullenirim kabullenmesine ama karşılığında da tutarlı bir hikaye beklerim.

Adı Efsane’nin yenilenen kadrosu ve hikayesiyle yola devam edeceğini duyururken bana umut vaat eden yapı, sadece tanıtımlarda kaldı. Hikayede umut vaat eden tek bir detay dahi yoktu. Madem her şey yenilendi, neden bu drama ısrarı? Hakan’ın başına gelenlerin tamamına baktığınızda tam bir gerçeklik görebiliyor musunuz? Senaryo ekibi, Hakan karakterini izledikten sonra ne düşünüyor? Kusura bakmayın ama bu çocuklar aynı mahallenin çocukları. Üç aşağı beş yukarı sorunları aynı. Hakan’la diğerlerinin sıkıntıları arasında bu kadar büyük bir uçurum olması bana gerçekçi gelmiyor.

Hakan’ın kaşlarının sürekli çatık olmasına alıştım alışmasına ama benim tanıdığım Hakan bu değildi. Cem Yiğit Üzümoğlu, şahane bir yetenek. İlk bölümde onun ışığına vuruldum ben. Ama haftalardır aynı bakan bir oyuncuyla karşı karşıyayım. Cem’in oynayabilecek bir alanı kalmadı farkında mısınız?

Hikayenin çatışma merkezinin Hakan olduğunun elbette ki farkındayım. Fakat gencecik bir lise öğrencisine bu kadar yüklenilmesini kabullenemiyorum. Ben drama izlemek istiyorum, acıya gark olmuş bir hayat değil! Karaktere ufacık bir nefes deliği açmak zor değil, yapılabiliyor böyle şeyler. Oluyor yani.

Hakan ve Tarık çatışması, Adı Efsane’nin önemli çatışmalarından biriydi ve bence hakkı verilemedi. Bunun yerine Hakan-Ozan çatışması kurulmak istenmiş. Çok mantıklı ve çok heyecan verici. Üstelik, çok bilinen bir yöntem olmasına rağmen. Ozan, karakteri sürprizsiz bir karakter olsa da sürükleyici. Burada Ferit Kaya’nın hakkını da yememek lazım. Sanki 21 bölümdür bir aradaymışız gibi hiç yabancılık çekmeden ısındım Ozan’a. Hatta bölümde en sevdiğim nokta, Ozan oldu. Ama Hakan-Ozan çatışmasının Fiko üzerinden kurulmasına itirazım var!

Çünkü Fiko, bu bölümde resmedildiği gibi kötü kalpli bir çocuk değil. Fiko, hayata pembe gözlüklerle bakan biriydi yahu. Bir haftada ne değişti?

Yazı devam ediyor... 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER