Söz: Kimse böyle olsun istemez
Söz'de geçtiğimiz bölümü yine biraz karışık bir durumda bırakmıştık. Yavuz ve Eylem'e ne olacağı belli değilken, okulun kapısı ise teröristler tarafından kırılmıştı. Bölümde buradan alıp devam ettik ama öncelikle iki şey yazmak istiyorum:

İlki tabii ki bölümü Şırnak'ta hayatını kaybeden 13 askere ithaf etmeleri. Şık ve sağlam bir giriş oldu, tebrikler ve teşekkürler. Diğeri ise sizce de biz daha bölümler başlamadan önce fazla şey öğrenmiyor muyuz?

Bu tarzda bir eleştiride bulunmak da garip geliyor aslında. Eylem'in öleceği ilk fragmandan belirtildi mesela, ardından bölümün özetine de açıkça yazılmıştı. Bölümün özetinde ekipten şehit verileceği yazarken, ikinci fragmanda ve bölüm resimlerinde ise "kim" olduğu gayet belliydi. Ayrıca herhangi bir şaşırtmaca da olmadı. Bölümler başlamadan izlediğimiz dizilerle alakalı elbette iyi kötü bazı şeylerin farkına varıyoruz ama Söz'ün bölümü öncesinde öğrendiklerimiz keyif kaçırıcı düzeydeydi sanki.

Kendi adıma konuşursam, önemli bir karakter olan Eylem'in öleceğini dizide görmek ve ekipten şehit olacak kişinin kimliğini yayın öncesi merak etmek isterdim. Neyse devam edersem:

Yavuz elbette İHA'nın saldırısı sonucu ölmedi. Devletin uçaklarını gözetleyen Çolak'ın planı gereği uçak düşürülünce bozulan zincirin devamı da gelmiş oldu. Hızır misali yetişen Erdem Yarbay ve Hafız sayesinde dumanlar içinden de olsa kurtulabildi. Çolak ise bu sırada düşen aracın peşinden parçaları toplamaya gitti, derdi oymuş meğerse. İçindeki bir parça lazımmış. Ama burada bitmedi.

Önce Çolak, Yavuz'un yine elinden kaçmasının faturasını bir adamına kesmeye kalktı. Ama adam Çolak'ın adamları tarafından öldürülmeden önce kaçabildi. Ardından da neyse ki askeriye Çolak'ın uçakları gözetlediğinin farkına vardı. Bir ara İHA'yı unuttular mı diye düşünüverdiydim, neyse ki en azından aramaya başladılar.

Eylem kısmında ise öncelikle Fethi'nin yaptığı bir işe yaramayarak Sebo kaçtı. Ardından ağır yaralı kız kendisini hastanede buldu. Sonuç? Öldü tabii güzelim kız. Bahar'ın da deyimiyle deliydi, biraz değişikti ama iyi birisiydi. Hem Eylem'e hem de Meriç Aral'a biraz erken veda etmiş olduk. Dizideki zaten göreceli az olan kadın nüfüsu ve çift sayısı biraz daha azalmış da oldu.

Okul ise zaten apayrı bir konu. Madem çıkacak arka kapı türünde bir yol vardı o kadar zaman niye beklediniz diye sormadan edemedim. Bir şey mi kaçırıyorum diye de sorguladım hatta. Olan nihayetinde patlayan okula oldu ama can sağlığı daha önemli tabii. Çocuklar da diğerleri de kurtuldular. Ama diziden bir şey rica etmek istiyorum: Düzgünce kullan(a)mayacaksak görsel efekti hiç kullanmasak, olur değil mi? Okulu mu patlattılar yoksa baca mı tüttü anlamazsın resmen.

Yazı devam ediyor...


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER